Gece yarısı olmuştu. Kasabanın sessizliği, sadece uzaklardan gelen köpek havlamaları ve rüzgârın uğultusuyla bölünüyordu. Halil, Derin'in yanındaki kanepeye oturmuş, elindeki defteri tekrar inceliyordu. Derin ise pencerenin önünde durmuş, karanlığa bakıyordu.
— İçim hiç rahat değil, dedi Derin. — Sanki bir şey olacak…
Halil defteri kapatıp yanına geldi. Omzuna dokunarak, sakinleştirmeye çalıştı.
— Yanındayım. Ne olursa olsun seni koruyacağım.
O anda dışarıdan sert bir ses duyuldu: kapıya ağır bir darbe.
Derin irkilerek Halil'e döndü.
— Duydun mu?!
— Sessiz ol, dedi Halil fısıldayarak. — Birileri burada.
Kapı bir kez daha şiddetle sarsıldı. Tahta gıcırtıları evin içinde yankılanıyordu. Derin korkuyla Halil'in elini tuttu, kalbi hızla çarpıyordu. Halil, sakin görünmeye çalışsa da gözlerindeki öfke ve koruma isteği açıkça belliydi.
Bir anda kapı kırıldı ve içeri yüzleri maskeli üç adam girdi. Ellerinde fenerler, gözlerinde karanlık bir tehdit vardı.
— Defteri verin, dedi içlerinden biri, soğuk bir sesle. — Yoksa bu evden sağ çıkamazsınız.
Derin'in nefesi kesildi. Halil ise hemen Derin'in önüne geçti, adeta bir kalkan gibi.
— Ona dokunamazsınız! diye haykırdı.
Adamlar tehditkâr bir adım attı. O an Derin'in korkusu, Halil'e duyduğu güvenle gölgelendi. Halil'in elini daha sıkı tuttu, gözlerinin içine baktı.
— Bunu başarabiliriz, dedi fısıldayarak.
Halil, göz göze geldikleri o anda güç buldu. Onu kaybetmeyeceğini biliyordu.
Masadaki lambayı hızla devirdi, evin içinde bir anlığına karanlık hâkim oldu. Derin, Halil'in koluna sarıldı, birlikte arka kapıya doğru koştular. Maskeli adamlar peşlerinden geliyordu.
Nefes nefese dışarı çıktıklarında, ay ışığıyla aydınlanan bahçede birbirlerine sarıldılar. Gökyüzü bulutlarla kaplıydı, rüzgâr uğuldayarak onları daha da ürkütüyordu.
— Seni bırakmam, dedi Halil. — Onlarla savaşırım, gerekirse ölürüm… ama seni asla onlara teslim etmem.
Derin'in gözlerinden yaşlar süzüldü.
— Ben de sensiz yaşamam, Halil. Biz bir bütünüz…
Aralarındaki o sözler, dışarıdaki tehlikenin soğukluğunu bile aşan bir sıcaklık yarattı. Maskeli adamlar peşlerine düşerken, ikisi de tek bir şey biliyordu: aşkları her şeyden güçlüydü.