Ficool

Chapter 14 - Bölüm 13 – İlk Çarpışma

Gece yarısı kasabanın meydanı sessizdi. Yağmur taş sokaklara düşüyor, su birikintileri ay ışığını yansıtıyordu. Halil ve Derin, meydanın ortasında yan yana duruyordu; elleri birbirine kenetlenmiş, gözleri kararlılıkla parlıyordu.

Gölgelerin arasından üç yabancı göründü. Siyah pelerinleri yağmurla ıslanmış, gözleri karanlık bir niyetle parlıyordu. Ellerindeki fener ışıkları, yüzlerindeki sertliği ortaya çıkarıyordu.

— Defteri verin, dedi içlerinden en uzun boylusu. — Yoksa bu kasaba bedelini öder.

Halil ileri bir adım attı, Derin'i arkasında tutarak.

— Bu sırları korumak için elimizden geleni yapacağız. Kasabaya dokunmanıza izin vermeyeceğiz.

Adam sert bir kahkaha attı.

— Siz sadece iki gençsiniz. Bizimle baş edemezsiniz.

Derin o an Halil'in elini tuttu, gözlerinin içine baktı.

— Onlar bilmiyor… Bizim gücümüz aşkımız, dedi fısıldayarak.

Halil gülümsedi, içindeki korku bir anda silindi.

— Haklısın. Birlikte her şeyi başarırız.

Yabancılar yaklaşmaya başladığında, Halil çevik bir hareketle yere atılan bir sopayı kaptı. Kasabanın meydanında ilk darbeler yankılandı. Halil saldırıları savuştururken, Derin de cesurca yanındaydı; taş atarak dikkatlerini dağıtıyor, Halil'e nefes alacak anlar yaratıyordu.

Yağmur hızla yağarken, çatışma giderek büyüdü. Çevredeki evlerin pencerelerinden ışıklar yanmaya başladı; kasaba halkı korkuyla ama merakla perde arkasından izliyordu.

Halil'in alnından akan kan, yağmurla karışıyordu. Ama gözlerindeki kararlılık hiç sönmüyordu. Derin ona seslendi:

— Dayan Halil! Seninleyim!

Bu sözler, Halil'e güç verdi. Yabancıların darbesine karşı son bir hamleyle saldırıyı savuşturdu. Derin hızla yanına koştu, kollarını onun beline doladı. İkisi, yağmur altında birbirine sarılırken, yabancılar geri çekilmeye başladı.

— Bu iş burada bitmedi! diye bağırdı uzun boylu olan. — Gölgeler yeniden gelecek!

Onlar karanlıkta kaybolurken, meydanda sadece Halil ve Derin kaldı. Yorgun, yaralı ama dimdik ayakta.

Derin, Halil'in yüzünü elleriyle kavradı, gözleri yaşlarla doluydu.

— Senin için ölmekten korkmadım, Halil. Çünkü sen benim her şeyimsin.

Halil onun dudaklarına hafifçe dokundu.

— Sen de benim hayatımın anlamısın. Ve inan bana… ne kadar tehlike gelirse gelsin, biz birlikte kazanacağız.

Yağmur altında, gökyüzü gürlerken, onların aşkı meydanın ortasında ışık gibi parlıyordu.

More Chapters