Ficool

Chapter 5 - ANNEMİN SIRRI

Günlük elimde titriyordu. Her sayfa çevirdiğimde kalbim sanki daha hızlı çarpıyor, içimde bir karanlık yayılıyordu. Derin bir nefes aldım ve yazılanlara gözüme inanamayarak baktım.

"Eğer bu satırları okuyorsan, Elif… sen artık her şeyi bilmek zorundasın."

Benim içimde bir korku çığlığı yükseldi. Elleri titreyerek satırları okumaya başladım:

---

**"O gece ay kırmızıya dönmüştü. Ormanın derinlikleri sessizdi, yalnızca yaprakların hışırtısı duyuluyordu. Lucian geldi. Onun varlığı, soğuk bir fırtına gibi üzerime çöktü. Direndim. Ona boyun eğmeyecektim. Ama elleri kalbimi sardığında… sıcaklık yerine buz yayıldı. Nefesim kesildi. Kanım onu çağırıyordu, ama ona karşı direnmek istedim.

'Boyun eğme… sana ölümsüzlük sunuyorum.' dedi. Gözleri kırmızı parlıyordu, dudaklarında ince bir gülümseme vardı.

Hayır… Hayır demeye çalıştım. Ama kanım… kanım ona ihanet etti. İlk ısırığı tattığında acıyı değil, karanlığı hissettim. Sonra kendi kanını bana sundu. Her damla… ruhumu esir aldı. Artık geri dönemezdim. İnsanlıkla vampirlik arasında sıkışmıştım. Ama bir şeyi bilmeliydin, Elif… senin için her zaman insan olmayı seçtim. Ve sen… senin kaderini korumak için her şeyi göze aldım."**

---

Okurken gözlerim doldu. Annem… gerçekten dönüşmüş müydü? Ve Lucian… o korkunç adam… hâlâ hayattaydı.

O sırada bir tıkırtı duydum. Kapımın arkasında Arda duruyordu. Yavaşça içeri girdi, gözleri derin bir sessizlikle bana kilitlenmişti.

— Okudun mu? —dedi alçak bir sesle.

— Evet… ve daha da korktum. —Elleriyle günlüğü sıkıca tuttum. — Annem… gerçekten vampir olmuş.

Arda yanımda durdu, elleri cebinde.

— Evet… ve sen onun kanını taşıyorsun, Elif. Bu yüzden Lucian seni istiyor.

— Ben… ben bunu kaldıramam! —dedim, gözyaşlarımı silerek. — Ona zarar vermesine izin veremem!

Arda başını eğdi.

— Bunu yapmak zorunda kalmayacaksın. Ama sana ihtiyacım var. Sana güvenmek zorunda olduğun tek kişi benim.

— Ama sen de bir vampirsin! —sesim titredi.

— İnsanlığımı kaybettim belki, ama sana zarar vermek istemiyorum. Ve sana zarar verenlere izin vermem.

— Peki… Annem neden bana hiç söylemedi? Neden beni hazırlamadı?

Arda gözlerini uzaklara çevirdi.

— Çünkü seni korumak istiyordu. Onun içinde hâlâ insan vardı. Seni Lucian'ın korkunç dünyasına çekmek istemedi. Ama artık… sen kendi kararını vermek zorundasın.

Kalbim delice atıyordu. İçimde korku ve bir başka duygu… Arda'ya duyduğum çekim, neye uğradığımı şaşırttı. Onu istememek imkânsız gibiydi.

— Peki ya Lucian? —dedim. — O… Anneme ne yaptı?

Arda derin bir nefes aldı.

— Onu seçti. Lucian annene ölümsüzlüğü sundu, ama ruhunu karanlığa hapsetti. Senin annen cesur biriydi; direndi. Ama insan ve vampir arasında kalınca… dönüşüm tamamlandı.

— Ve şimdi beni de… aynı şekilde mi istiyor? —sesim kısıldı.

Arda sessizce yaklaştı. Elleriyle omuzlarımı tuttu, gözlerimle gözleri buluştu.

— Eğer Lucian seni ele geçirirse, evet. Ama seni asla yalnız bırakmayacağım, Elif. Sana zarar vermek isteyenin karşısında hep ben olacağım.

İçimde karışık bir duygu patlaması yaşandı: korku, öfke, endişe… ve tuhaf bir şekilde güven.

— Sen… bana güvenebileceğim tek kişi olabilirsin… —dedim fısıldayarak.

Arda dudaklarının kenarında hafif bir gülümseme belirdi.

— Sana güvenmeni istemem. Ama biliyorum, sen de bana güveniyorsun.

O gece elimde günlüğüm, Arda'nın yanında otururken, bir gerçeği kabul ettim: Annemin kaderi benim kaderime bağlıydı. Ve eğer Lucian'a karşı ayakta duracaksam, yalnız yapamazdım.

Gözlerimi kapattım. İçimde hem korku hem de tarifsiz bir çekim vardı. Arda yanımdaydı. Ve biliyordum… bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı.

---

More Chapters