Güneş henüz doğmuş, göl ışıl ışıl parlıyordu. Derin, sabahın serinliğinde göl kenarına yürüdü; her adımda kalbi hem heyecan hem de biraz tedirginlikle çarpıyordu. Halil çoktan oradaydı, elleri cebinde, yüzünde hafif bir gülümseme. Derin'i görünce gözleri ışıldadı.
— Günaydın… dedi Halil, sesinde hafif bir titreme vardı.
— Günaydın… fısıldadı Derin, bakışlarını gölden ayırmadan.
Bir an için sessizlik çöktü. Sadece kuşların cıvıltısı ve suyun kıpırtısı vardı. Derin, Halil'in varlığında hem güven hem de korku hissediyordu; kalbi hızlıca çarpıyor, adeta zaman yavaşlıyordu.
— Sana bir şey söylemek istiyorum, dedi Halil. — Biliyor musun… seni düşündüğümü fark etmen mümkün müydü?
Derin'in yüzü aydınlandı.
— Evet… ve ben de seni düşündüm, dedi hafifçe gülümseyerek.
Rüzgâr saçlarını savuruyor, su ışıl ışıl parlıyordu. Ellerini kenetlediler. Parmaklarının her teması sessiz bir sözleşmeydi: birlikte olmayı seçmişlerdi.
— Biliyor musun… dedi Halil, yana eğilerek. — Seni her zaman koruyacağım.
Derin gözlerini kapattı. Kalbi hem korku hem de tutku ile çarpıyordu. Derin'in yüzüne düşen güneş ışığı, Halil'in gözlerindeki kararlılığı yansıtıyordu. İlk romantik yakınlaşmaları, hem aşk hem de güven bağlarını güçlendiriyordu.
Ancak göl kenarının sessizliğinde hâlâ bir gölge vardı. Uzaktan, sabah ışığının içine karışmış bir siluet hareket ediyordu. Derin irkildi ve Halil hemen fark etti. Ellerini Derin'in ellerinden ayırmadan, gölgeyi takip etti.
— Endişelenme… ben buradayım, dedi Halil.
— Biliyorum… senin yanında her şey daha kolay, dedi Derin.
Birbirlerine biraz daha yaklaştılar, Halil hafifçe Derin'in saçlarını okşadı, rüzgâr onların etrafında dans ediyordu. Derin, Halil'in gözlerinde cesareti ve güveni gördü; bu, tehlikenin bile gölgelerini hafifletiyordu.
— Burada, senin yanında, her şey… doğru gibi, dedi Derin.
— Ve biz birlikteyiz, fısıldadı Halil. — Hiçbir gölge bunu değiştiremez.
Sessizce göl kenarında yürürken, birbirlerinin ellerini bırakmadılar. Her adımda kalpleri birbirine daha da yakınlaştı. Gölün kıyısındaki çiçekler, kuşların cıvıltısı ve sabahın serinliği, aşklarını adeta kutsuyordu.
Derin, hafifçe Halil'in omzuna yaslandı.
— Bu anı hiç bitmesin istiyorum, dedi fısıldayarak.
— Bitmeyecek, dedi Halil, dudakları hafifçe Derin'in saçına değerek. — Çünkü biz birlikteyiz.
O sabah, aşkları hem güçlendi hem de yeni bir sınavla karşı karşıya kaldı. Gölgeler hâlâ onları izliyordu; ama Halil ve Derin, birlikte olduklarında her şeyi aşabileceklerine dair sessiz bir söz verdiler.