Ficool

küllerin içinde aşk

Burcu_Boya
35
chs / week
The average realized release rate over the past 30 days is 35 chs / week.
--
NOT RATINGS
257
Views
Synopsis
yeni otobot hikâyesi
VIEW MORE

Chapter 1 - küller arasında

Gökyüzü ağır gri bulutlarla örtülmüş, şehrin üzerine kararmış bir örtü gibi inmişti. Yağmur çiseliyor, otobüsün camından akan damlalar Ela'nın bulanık bakışlarını yansıtıyordu. Başını cama yaslamış, geçip giden yollara dalmıştı ama zihni hâlâ başka bir yerdeydi: Alevlerin arasında, küllerin içinde.

Sirenlerin çığlığı, insanların bağırışları, üzerine çöken dumanın boğucu kokusu… her şey zihninde hâlâ canlıydı. O gece, hayatı küle dönmüştü. Evi yanmış, geçmişi yok olmuş, hatıraları duman gibi havaya karışmıştı. Geriye sadece kırık bir kalp ve hiç dinmeyen kâbuslar kalmıştı.

Ela, gözlerini sıkıca kapadı. Görmek istemediği sahneler yeniden zihninde belirdi: Babasının bağırışları, annesinin ellerini çaresizce ona uzatışı… sonra çığlıklar. İçinde hâlâ taşıdığı o an, her gece uykularını bölen kâbusların sebebiydi.

"Burada her şey farklı olacak."

Kendi kendine mırıldandı. Ama sesi o kadar kısık ve umutsuzdu ki, kendi sözlerine bile inanmadı.

Otobüs nihayet terminale girdiğinde akşam çoktan kararmıştı. Şehrin ışıkları Ela'nın gözlerinde yeni bir umut gibi yanıp söndü. Çantasını omzuna asıp kalabalığın içine karıştı. Herkesin aceleyle yürüdüğü terminalde, Ela yavaş adımlarla ilerliyordu. Omuzları düşük, adımları kararsız… çünkü aslında nereye gideceğini tam olarak bilmiyordu.

Bir an için dengesini kaybetti. Kalabalık onu sürüklüyor, ayaklarının altındaki zemini hissetmiyordu. Tam düşecekken bir el uzandı.

— Dikkat et, dedi derin bir ses.

Ela, başını kaldırdığında karşısında genç bir adam gördü. Uzun boylu, koyu renk mont giymişti. Ama gözleri… Ela daha önce böyle gözler görmemişti. Karanlığın içinde bile ışık gibi parlayan keskin mavi gözlerdi bunlar. Ela'nın kalbi, istemsizce bir an hızlandı.

— Teşekkür ederim, dedi Ela, sesi neredeyse fısıltı gibiydi.

Adam başını hafifçe salladı. — Önemli değil.

Sonra kalabalığın arasına karışıp uzaklaştı. Ela, onu gözleriyle takip etti ama çok geçmeden kayboldu. Yine de gözlerinin mavisi, Ela'nın zihnine kazınmıştı.

O gece, Ela'nın kalbinde uzun zamandır hissetmediği bir şey kıpırdadı: Yaşama isteği. Ama bunu fark edecek kadar cesur değildi henüz.

---

Küçük bir pansiyonda kalmaya karar verdi. Pansiyonun sahibi yaşlı bir kadındı, Ela'nın yüzündeki yorgunluğu görür görmez odasını hazırladı. Sıcak bir çorba ikram etti ama Ela'nın boğazından lokma geçmedi. Odasına çıktığında yatağa oturdu ve boş gözlerle pencereden dışarı baktı.

Yağmur, cama vuruyor, şehrin ışıkları damlaların arasından kırılıyordu. Ela, kendi kendine fısıldadı:

"Burası yeni bir başlangıç olacak… Belki de."

Ama gözlerini kapadığında yine aynı sahneyle yüzleşti: Alevler, çığlıklar ve ellerini ona uzatan ama tutamadığı annesi. Ela, bir çığlık atarcasına uyanıp doğruldu. Nefesi hızlanmış, alnı ter içindeydi. Ellerini sıkıca yumruk yaptı. "Geçmiş peşimi bırakmayacak mı?" diye düşündü.

O sırada pansiyonun dar sokaktan gelen seslerini duydu. Gitar tınıları, şarkı söyleyen gençlerin kahkahaları… Hayat, dışarıda devam ediyordu. O an Ela anladı: Ne kadar kaçarsa kaçsın, hayat her yerdeydi.

Ve belki de kader, ona bu şehirde yeni bir yol çizecekti.

---

Ertesi gün, Ela bir kafede çalışmak için başvurdu. Küçük, samimi bir yerdi. Masalar kitaplarla süslü, duvarlarında eski plaklar asılıydı. Sahibi, güler yüzlü bir kadındı ve Ela'ya hemen işi verdi. Ela, ilk kez uzun zamandır biraz huzur hissetti.

Ama o huzur, günün ilerleyen saatlerinde bozulacaktı.

Kafenin kapısı açıldığında, Ela başını kaldırdı. İçeri giren adamı görünce nefesi kesildi. Terminalde elini tutan o gençti. Mavi gözleri, Ela'nın kalbine yeniden dokundu.

Adam, Ela'ya bakınca hafifçe gülümsedi. — Yine sen, dedi.

Ela donakaldı. Kalbi hızla atıyor, dili tutulmuş gibiydi. Hayat, ona aynı kişiyi ikinci kez çıkarmıştı. Bu tesadüf müydü, yoksa kader mi?

Ela, cevap veremedi. Ama içinden bir ses, bu karşılaşmanın sadece bir başlangıç olduğunu fısıldıyordu.

---