Zamanında fakir bir ailede doğmuş bir çocuk vardı. Babası besinlerin giderinden kısıp kendisini alkole vermiş, annesi çok hasta ve zayıfmış. Çocuk bir yağmacı mahallesinde doğmuş ve oralarda takılıyormuş. Annesi çocuk daha çok küçükken ona bir isim vermiş fakat onu daha fazla o isimle çağıran olmadığı için çocuk adını zamanla unutmuş. Gününün çoğunu gergin ve pis evde geçirmektense dışarda yemek veya para ararken geçirirmiş.
Çocuk:[Burda da hiçbir şey yok...]
Çöpleri karıştıran çocuk acıkmıştı. En küçük bir erzak bile onu sonuna kadar tarmin edecekti.
Çocuk:[Lanet girsin bu da boş!]
Çocuk yukarıya baktı, zayıf ama sert bir bakış. Gökyüzüne bakıyor değildi, bulutları inceliyor veya güneşin konumundan zamanı hesaplamıyordu. Aslında çocuk bunu çok sık yapardı...
Çocuk:[Normal bir aile...]
Ardından arkasından gelen bir ayak sesi duydu. Hayır birden fazlaydı ve çocuğa doğru yaklaşıyordu. Çocuk arkasını döndüğünde birkaç yağmacı ile karşılaştı. Her birinin ağzı veya ciltleri normalden fazla olacak seviye örtülüydü.
Patronları denilebilecek kırmızı maskeli birisi öne çıktı ve aynen konuştu:
Yağmacı:[Çöplerin orada ne yapıyorsun, velet?]
Çocuğun kafası karışmıştı. Yağmacı grup ne için ona bulaşıyordu? Canını yakacaklar mıydı? Parası veya yiyeceği olmadığı öğrenilince peki ne olacaktı?
Çocuk:[Param yok boşuna yaklaşmayın!]
Bunu söyledikten sonra yanaklarındaki tozları kolu ile sildi. Güçlü gözükmeye çalışıyordu.
Yağmacı:[Sakin ol senden birşey almayacağız evlat. Aksine senden işine yarayacak birşey istiyoruz.]
Çocuk:[Neymiş o?]
Yağmacı:[Bize katıl. Yemeğimizin birazını sana veririz. Seni koruruz ve hayatta kalmayı öğretiriz. Ne dersin?]
Çocuk bunu duyunca düşündü. Evinde değer verdiği birtek annesi vardı fakat o da yatalaktı ve gözünü bile açamıyordu.
Çocuk:[Kabul ediyorum. Size katılmama izin verin.]
Yağmacı:[ Güzel... Velet senin adın ne?]
Çocuk:[ismim yok.]
Yağmacı:[O halde adın bundan sonra Tyler. Uygun mu?]
Çocuk ismi pek beğenmedi. Annesinin verdiği isim kesinlikle bu değildi bu yüzden yeni bir isim kullanmayı sevmiyordu.
Çocuk:[Olur, benim adım Tyler!]
...
Çocuk ara sokaktan yağmacıların toplandığı bir alana girmişti. Ortada bir varilin içinde ateş yakmış ısınıyorlardı.
Yağmacılardan biri kolunu çocuğun sırtına vurarak kutladı.
Yağmacı:[Aferin Tyler! O lavuktan o çantayı nasıl çaldın aklım almıyor.]
Çocuk birkaç aydır bu grupta çalışıyordu. Zamanla gücünün farkına varmıştı. Tuhaf bir enerji ile kendi fiziksel gücünü arttırabiliyordu. Birkaç hırsızlık sonrası bu yönünü farketmişti ve bu yağmada oldukça işine yaramıştı.
Kırmızı maskeli yağmacının çocuğa işaret yaptığını farketti. Sanırım onu takip etmesini istiyordu.
Çocuk:[Birşey mi oldu neden buraya geldik.]
Yağmacı:[Senden önemli birşey isteyeceğim. Bunun kimse ile ilgisi yok senin iyiliğin için yalnızca.]
Çocuk:[Tabii!]
Yağmacı:[Tyler, anneni koruman lazım. Evinin önünden geçen arkadaşlar babanın sarhoşluğa kapılıp anneni yemekler az diye şikayet ettiği için dövmeye başladığını söylediler.]
Çocuk irkildi, alttan yağmacının ona birşey uzattığını gördü.
Yağmacı:[Tyler, babanı öldürebilir misin?]
Uzattığı şey bir bıçaktı. Ekmek bıçaklarından biraz daha büyük.
Çocuk bıçağı eline aldı ve kararlı şekilde baktı.
Çocuk:[Öldürebilirim!]
...
Evinin önüne yalnız şekilde gelmişti. Camdan baktığında annesi hep olduğu yerde yatıyor ve babası koltukta içiyordu. Birkaç mum evi aydınlatıyor ve yerdeki boş bira şişelerinden ışıklar sekiyordu.
Kapıyı açarak içeri girdiğinde babasının içerken sızmış olduğunu farketti. Annesinin yanına yaklaştı ve yara izlerini kontrol etti.
Çocuk:[Bu...]
Tuhaf bir şekilde yüzü tertemizdi. Hiçbir yara izi yoktu. Babasının dövdüğü söylenmişti fakat annesi sapasağlamdı. Bunun yanında babasının yüzünde yara ve yumruk izleri vardı.
Çocuk annesine sarıldı, onu gerçekten çok seviyordu. Küçükken onunla ilgilenen tek kişi annesiydi. Hayır, babası da ilgileniyordu. Aile dolandırıldıktan sonra babası alkol bağımlısı olmuştu, annesi buna rağmen hasta hali ile çocukla ilgilenmeye devam etmişti.
Çocuk:[Anne nolur iyileş... Seni çok özledim.]
Çocuk kafasını annesinin göğsüne koydu. Gözlerini yumduğunda annesi ile zaman geçirdiği hayaller kurdu. Annesi ile saklambaç oynadığı, tekerlemeler söylediği mutlu bir hayaldi bu. Çocuk farketmeden sevimli bir şekilde gülümsemişti. Aniden yüreğine bir bıçak saplanır gibi bir his ile farkına vardığı birşey olmuştu.
Çocuk:[Anne...?]
Çocuğun kafasını koyduğu annesinin göğüsünden kalp sesi gelmiyordu. Başta kafasını kalp ritmini dinlemek için koymuştu fakat mutlu hayaller kurduğu için bunun farkına çok geç varmıştı.
Çocuk:[Anne anne anne! Anne kendine gel... Anne... Hayır...]
Çocuk ağlamaya başladı. Gözyaşları durmadan damlıyordu. Bedeni ani şokun etkisi ile titriyordu. Hiç bu kadar acı çekmiş gibi hissetmemişti. Çocuk tüm bunların bir rüya olması için dua ediyordu fakat bu gerçekti.
Çocuk:[Yoksa...]
Annesi evde iken ona zarar veren kişi babasıydı. Çocuğa verilen haber bu yöndeydi. Çocuk cebindeki büyük bıçağı çıkarttı ve sertçe tuttu. O kadar sert tutuyordu ki bıçak koluyla birlikte titriyordu. Korktuğu için değil, öfkesinden dolayı. Önünde masumca uyuyan adam bu dünyada en çok değer verdiği şeyi elinden almıştı.
Çocuk:[Sen...]
Gözyaşları hala akarken çocuk babasına dik dik baktı.
Babası koltukta hala uyuyordu fakat her an uyanabilirdi. Çocuk bunun farkındaydı ve bunu bildiği halde bıçağı kararlı bir şekilde babasının boğazına geçirmişti.
Babası aniden gelen acı ile gözlerini açtı ve ellerini boğazındaki bıçağa götürdü.
Çocuk:[GEBER LANET OLSUN GEBER GEBER GEBER GEBER!]
Çocuk delirmiş gibi ağlıyordu. Babasına soktuğu bıçağı çıkarttı ve tekrar soktu. Her saplayışında çocuk içinde biraz daha korku hissediyordu. Kendi babanı öldürmek ondan nefret ediyor olsan bile hiç kolay değildi.
Koltuğun her yeri kanlar ile kırmızıya bürünmüştü. Çocuğun üzerine de azımsanmayacak bir miktarda kan sıçramıştı. Ardından çocuk bıçağı yere bıraktı ve koşarak yağmacıların yanına gitti.
Çocuk:[Başardım! Başardım!]
Aynı yoldan gitti, aynı ara sokaktan girdi, aynı mekana geldi. Fakat bir sorun vardı.
Çocuk:[Herkes nerde?]
Ne etrafta muhabbet eden yağmacılar, ne ortada bulunan varilin ateşi ne de o varilin ateşinde ısınan evsizler. Kimse yoktu.
Çocuk:[Neler oluyor...?]
Çocuğun bilmediği birşey vardı. Babasını öldürmüş olması sadece onun yararına değildi. Hatta hiçbir şekilde onun yararına olmamıştı. Babası annesini hiçbir zaman dövmemişti.
...
Yağmacılardan biri:[Çocuğa sırf intikam için kendi babasını öldürtmemiz doğru mu?]
Kırmızı maskeli yağmacı:[O alkolik piç kafamda şişe kırmadan önce düşünmeliydi bunu. Kendi çocuğun tarafından katledilmek nasıl birşey iyice deneyimlesin!]
Yakın zamanda o yağmacı ile çocuğun babası tartışmışlar ve yağmacının kafasında bir şişe kırılması ile sonlanmıştı.
Yağmacı:[O yara ne kadar canımı yaktı biliyor musun? Bu ölümü sonuna kadar haketti. Tyler geri geldiğinde biz burada olmayacağız. Babasını öldürmek için onu kullandığımızı öğrenirse o küçük piç bizi yaşatmaz.]
...
Çocuk hiçbir şekilde anlam veremiyordu. Yağmacılar neden onu bırakıp kaçmışlardı? Tehlikeli birisi buraya mı gelmişti?
Çocuk:[Onları bulmalıyım!]
Koşarak heryerde "arkadaşlarını" arıyordu.
Çocuk en sonunda birisi ile karşılaştı. Hayır o kişi çocuğu bulmuştu ve ona arkasından seslendi. Çocuk sesi duyması ile sevinmedi çünkü bu bir kadın sesiydi. "Arkadaşlarından" biri olamazdı.
??:[Hey!]
Çocuk arkasını döndüğünde uzun bir kadın ile karşılaştı. Koyu teni ve görkemli saçlara sahipti. Kadın eldiven giyiyordu ve eldivenler kanlıydı.
??:[Çocuk, senin adın ne?]
Çocuk:[Tyler... Yani arkadaşlarım bana bu ismi verdi.]
??:[Tyler, neden bu yaşta birisini öldürdün?]
Çocuk donakaldı. Bu kadın bunu nasıl farketmişti. Üstü başı kan içindeydi fakat "arkadaşlarını" ararken bu lekeleri unutmuştu. Kadın bu sebeple çocuğu suçlamıştı ve gayette haklıydı.
Çocuk:[Ben...]
Bu kadın muhtemelen bir polisti ve çocuk yakalanmak istemiyordu. İlk kez değer gördüğü bir ortama sahip olmuşken herşeyi elinden gidemezdi.
Çocuk bunu istemiyordu, bu sebeple bıçağı aniden çıkardı ve kadına doğru saldırdı.
??:[Ahmak velet.]
Kadın çocuğun normalden hızlı saldırısına elini yakarak karşılık vermişti. Eli alev aldığı anda çocuğun kolunu tuttu ve bu çocuğa büyük bir acı vedi.
Çocuk:[AGH!]
Kolunun çok acıması ile bıçağı yere bırakmıştı.
??:[Benimle geliyorsun cezana mahkeme karar verecek.]
Çocuk kaybetmişti. Elindeki değerli her ne varsa bir anda uçup gitmişti. Çocuk bunların hepsine karşılık gökyüzüne baktı. Gözleri sert ve acı doluydu.
Çocuk:[Senden nefret ediyorum.]
??:[Bu çok normal, tutuklandığım herkes genelde bunu söyler.]
Çocuk kadına döndü fakat cevap vermedi...
Birkaç yıl sonra cezaevinden çıkmıştı. Çocuk olduğu için cezası azaltılmıştı. İçeriye girdiği zaman 9 yaşında olan çocuk şuanda 14 yaşındaydı.
Çocuk dışarı çıktığı anda koşturdu. Koşturuyordu ve her attığı adımda içindeki alev biraz daha körükleniyordu. Aradığı birşey vardı kesinlikle. İçerideki mahkumlar ile konuşurken kendisinin bir bozer olduğunu ve büyücü olan kadına karşı bu sebeple kaybettiğini öğrenmişti. Bunu öğrenince birkez daha gökyüzüne baktı ve aynı sözleri söyledi.
Çocuk:[Senden nefret ediyorum...]
Ne var ki şuanda dışarıdaydı. Koşarken dışarıda haydut kılıklı birisine denk gelmişti. Elinde tuttuğu bıçak kırık olan bir hayut. Haydut onu görünce durmuştu fakat çocuk koşmaya devam etti ve hayduta mana ile güçlendirilmiş bir yumruk attı.
Haydut:[Ne oluyor ulan!]
Yumruk haydutu sermişti ve çocuk üzerine çıkıp yumruklamaya devam etti.
Çocuk:[Öl öl öl!]
Haydut bilincini yitirdiği zaman çocuk vurmayı bıraktı ve ceplerini inceledi. Bir çuval para bulmuştu. Anlaşılan bu haydutta parayı başkasından çalmıştı.
Çocuk çaldığı para ile kendisine temiz kıyafetler ve babasını katlettiği boyutta bir bıçak satın aldı.
Ardından koşturmaya devam etti. Temposu asla azalmıyordu. Ne için acele ediyordu?
Birkaç gün daha bu hamleleri tekrarladı. Koordine şekilde sanki birşeyi takip ediyordu. Ve en sonunda geniş bir binanın önünde kendisini buldu. İçeride onun yaşından biraz daha küçük çocuklar toplanmışlardı. Çocuk ise yalnızca bekliyordu.
Tüm çocuklar dışarı çıkarken kendisi saklanıyordu. Saklandığı odada dolaplar ve odanın ortasında, etrafında sandalyeler olan büyük bir masa mevcuttu. İçeriye çocuktan büyük birkaç kişi girip çıkıyordu. En sonunda birisi içeriye girdi.
Çocuk:[...]
İçi acıyordu. Organları ürperiyordu. Çocuk 5 yıldır bu anı bekliyordu. Her şeyi elinden alan kadını öldürmeyi.
Kadın masasına yerleşti ve birkaç kağıdı çantasına koyuyordu. Çocuk arkasından sessizce yaklaştı ve bıçağı kadının ensesine geçirdi.
Enma:[N-ne...]
Çocuk bıçağı çıkardı ve tekrar geçirdi. Kadını gerçekten öldürüyordu fakat bu sefer babasını öldürdüğü gibi içinde biriken bir korku yoktu.
Çocuk:[Ne kadar zamandır seni öldürmek istedim biliyor musun... 5 yıl boyunca her gün aklımdaydın... Her gün!]
Kadının gözleri yavaşça kapandı ve öldü.
——