Ficool

Chapter 7 - Chapter 7: Çocuk

Çocuk başarmıştı. Bıçağı ile oturan kadının ensesinden girerek gırtlağını delmişti. Kadın ölmüştü. İçeriye giren başka bir çocuk olduğunu görünce camdan atlayıp arka bahçeye kaçmıştı.

Görgü tanıklarını ortadan kaldırması gerekiyordu. Mor saçlı çocuk onu görmüş olabilirdi. Dışarıda iki çocuk gördü. Bahçedeki mor saçlı çocuk ve yanındaki bordo saçlı çocuk sohbet ediyorlardı. Hayır, bordo saçlı çocuk sanki daha çok azarlıyordu. Neyi azarlıyordu? Onun hakkında mı konuşuluyordu? Arkadan sessizce yaklaştı, bıçağını kavradı fakat tam saldırırken bordo saçlı çocuk saldırıyı farketti ve kenara fırladı. İçeride öldürdüğü kadın gibi farketmemiş değildi. Bu çocuk daha yetenekliydi.

Çocuk:[Sen o kadından daha yeteneklisin değil mi?]

Akari:[Neyden bahsettiğini bilmiyorum.]

Çocuk sırıtıyor, Akari ise sert sert bakıyordu. Biri yumruklarını sıktı, diğeri bıçağını kavradı.

Çocuk:[Kadından daha yetenekli olsan bile daha tecrübesiz olduğunu bir gerçek. Seni yenemeyeceksem kimi yenicem ben?]

Çocuk ani bir tempo ile saldırdı. Bıçağını savuruyordu fakat Akari bir şekilde kaçınabiliyordu. Saldırılar çok seridi ve Akari de biraz zorlanıyordu.

Çocuk:[Sen bir büyücü değil misin? Hadi ama ateş falan çıkarsana!]

Çocuk sert ve normalden daha hızlı bir darbe indirdi. Akari'nin boynuna doğru gelen bıçak gerçekten kesecek gibiydi. Bıçak Akari'ye deymeden çeyrek saniye önce Akari'nin eğilmesi ile darbe boşa sallanmış oldu.

Çocuk:[Hah?]

Bu saldırı öncekilerden daha sert olduğu için gardını tekrar alması bir saniyeden biraz uzun sürecekti. Çocuk henüz gardını almamışken gözleri ile aşağıya baktı.

Aşağıdan ışıklar saçılıyordu. Beyaza daha yatkın turkuaz renginde ışıklar. Akarinin beyaz gömleği ile bordo saçları dalgalanıyordu. Akari yumruğunda rüzgar toplamıştı ve vurmak için hazırlanıyordu.

Çocuk:[Hay-!]

Akari'nin enerji dolu yumruğu çocuğun tam çenesinin altına denk geldi ve çocuk havalandı. Bir metreden biraz daha havadaydı ardından zemine çakıldı. Yumruğun rüzgar etkisi o kadar fazlaydı ki darbeden sonra birkaç aaniye sürecek bir rüzgar heryerde esti.

Çocuk:[...]

Izumi:[Bitti mi?]

Akari:[Sanırım hayır.]

Akari tekrar ayağa kalkan çocuğu görünce gardını tekrar aldı. Çocuk bıçağı daha hafif tutuyordu.

Çocuk:[Gel bakalım, büyücü.]

Çocuk yeniden saldırıya geçti. Fakat bu sefer direkt saldırmak yerine sağdan yaklaşıyordu. Akari tekrar saldırılardan kaçınmayı planlıyordu.

Çocuk:[Oldukça hiperaktifsin değil mi?]

Bıçak Akari'ye bir sağdan bir soldan savruluyordu ve Akari yeniden zorlanarak kaçıyordu. Bıçak tekrar hızlı bir şekilde Akari'nin boğazına doğru gelirken tekrar eğilen Akari birşeylerin yanlış gittiğini farketti.

Çocuk:[Haha...]

Bıçağı bilerek havada durduran çocuk direkten aşağıya, Akari'nin eğilmiş olduğu yere indirdi.

Akari:[Hk!]

Akari geriye doğru atıldı ve poposunun üzerine düştü.

Çocuk:[Geber artık!]

Akari'nin tekrar kaçınması ile sinirlenen çocuk direkt Akari'nin üzerine atladı. Bir saniye kadar sonra Akari tekme ile çocuğu uzaklaştırdı.

Akari:[Lanet olsun.]

Çocuk:[Sonunda...]

Akari ayağa kalktığında beyaz gömleğinin kırmızı olduğunu farketti. Bıçak direkt midesine saplanmıştı.

Akari:[Artık silahsızsın değil mi?]

Acı çektiği belli olsa da Akari sırıtıyordu. Kazanacağına inandığı için miydi?

Çocuk:[Aptal olma! Bu halinle hiçbir saldırıdan kaçamazsın.]

Akari gözlerini kapattı ve konuştu.

Akari:[Biliyorum.]

...

Birkaç saniye sessizliğin ardından Akari çocuğa doğru koşturmaya başladı.

Hızlı birkaç yumruk savurdu ve her biri çocuğa denk geldi. Karnına, suratına, beline, çenesine, başına ve yanağına. Bunlar nornal yumruk değildi, Akari'nin rüzgar manası ile doldurulmuş yumruklardı. Normal yumrukta nerden baksan iki üç kat daha güçlüydü.

Akari:[Kaçamayacak olan ben değilim, sensin.]

Izumi ileriden izliyordu. Tek yapabildiği buydu. Bu savaşa gücünün yetmeyeceğini iyi biliyordu. Uzaktan izleyerek Akari'nin kazanmasını diliyordu.

Çocuk:[Lanet olsun...]

Çocuk Akari'nin karnındaki bıçağı çıkartmak için uzandı fakat Akari bir yumruk ile çocuğun ellerinin sağa sola savrulmasına sebep oldu.

Çocuk ani şok ile yere düştü ve Akari çocuğu yakasından tutup yumruklamaya devam etti.

Akari:[...]

Akari sessizce sadece yumruk atıyordu. Yüzüne çocuktan sıçrayan kanlar geliyordu fakat onları silmek için zahmet göstermiyordu. Çocuğu enerji dolu yumrukları ile dövmekle meşguldü.

Çocuğun yüzü gerçekten mahvolunca durdu ve Izumi'ye döndü. Nefesi ağırdı.

Akari:[Gördüğün gibi o da bir bozer. Her ne kadar senin gibi bir eğitim almıyor olsa da, senden çok daha güçlü.]

Izumi:[Bu...]

Akari:[Izumi, zayıf olmanın sebebinin gerçekten hala bozer olmak ile olduğunu düşünüyor musun?]

Izumi'ye bu gerçek bir bıçak gibi saplanmıştı. Savaşma eğitimi almamış bir çocuk sınıftaki en güçlü savaşçıyı neredeyse öldürüyordu.

Akari karnındaki bıçağı çıkartıp yere bırakırken acı içinde hafifçe inledi. Ardından gömleğini yırttı ve onu bir bandaj gibi etrafına doladı. Pek etkili değildi fakat iş görürdü. Kaslı sert vücudu ortaya çıktı.

Hemen ardından Akari arkasında bir ses duydu. Her şeye rağmen çocuk pes etmemiş şekilde ayağa kalkıyordu. Yavaş adımlar ile yürüdü ve bıçağın önünde dizlerinin üzerine düştü.

Arakiya:[Sanırım bitmi-]

Çocuk:[Nefret ediyorum.]

Çocuğun sessiz itirafı Akari'nin sözünü kesti.

Akari:[Ne?]

Çocuk gökyüzüne baktı, güneş yavaş yavaş batıyordu. İlk kez bakmıyordu, çocuk bu eylemi küçükken ilk kez yemek almaya ailesinin parası yetmediği için aç uyuduğunden beri her acınası düştüğü durumda tekrarlıyordu.

Çocuk:[Nefret ediyorum.]

Aynı sözleri tekrarlayan çocuğun tonu bu sefer daha yüksekti. Bağırmak ile normal konuşmak arasında bir ton.

Çocuk:[YÜCE TANRIM, SENDEN NEFRET EDİYORUM.]

Akari ve Izumi kafası karışmış şekilde bakıyorlardı. Çocuğun yüzünde bir gülümseme vardı. Fakat bu normal bir gülümseme değildi. Acı dolu bir gülümseme, acınası bir gülümseme vardı.

Çocuk:[Ben de mutlu bir ailede doğmak isterdim. Ben de yemek yiyecek kadar param olsun isterdim. Ben de gerçek arkadaşlara sahip olmak isterdim. Ben de bir büyücü olmak isterdim. Ben de akıllı bir babam olsun isterdim. Ben de sağlıklı bir annem olsun isterdim. Ben de sıcak bir yerde yaşamak isterdim. Bende düzgün bir eğitim almak isterdim. Ben de huzurlu bir banyo isterdim.]

Çocuk gerçekten çok acı çekmişti. Doğumundan beri yokluk içerisindeydi ve bu yokluğa defalarca, sayamayacağı kadar lanet emişti.

Çocuk:[Tanrım. Beni böylesine bir hayata mahkûm bıraktığın için senden nefret ediyorum.]

Çocuk gözlerini yumdu ve bıçağı eline aldı.

Çocuk:[Bu dünyanın adil hiçbir yanı yok. Tanrı bunun farkında ve bu yüzden ondan nefret ediyorum.]

İki eliyle tuttuğu bıçak titremiyordu, oldukça sabitti.

Çocuk:[Ahh... Böyle bir anda adımı hatırlayacağımı düşünmezdim.]

Akari ve Izumi çocuğa şaşkın bir şekilde bakıyorlardı. Ne yapacağı asla belli olmazdı.

Çocuk:[Bana bakın, ben isimsiz değilim. İsmim Tyler değil ve hiçbir zamanda olmadı!]

Çocuk bıçağı kendi boyun hizzasına getirdi, yüzü gülüyordu.

Çocuk:[Evet anne, benim adım Arthur...]

Çocuğun daha önceden öldürdüğü iki kişi vardı. Babası ve intikam aldığı kadın. İkisini de boğazlarından, gırtlaklarını bıçakla keserek öldürmüştü. Tek bildiği yol ile bıçağı kendi boğazına geçirdi. Tuhaf bir şekilde hiçbir ses çıkarmadı.

Çocuk huzurlu gözüküyordu. Acı dolu hayatında ilk kez yaşıyor gibi hissediyordu. Huzurlu hissettiği tek anın öldüğü an olması, çocuğun acınası hissetmesine sebep olmadı. Artık acı çekmeyecekti. Kurtuluşu ölüm ile bulabilmişti. Annesinin ona vermiş olduğu adı hatirlayabilmişti. Hiçbir problem yoktu. Çocuk; hayır, Arthur gerçekten mutluydu. Ve saniyeler sonra ruhu bedenini terketti. Cansız bedeni yana doğru devrildi. Mekan sessizliğin içindeyken Güneş dağların arkasına geçmişti. Karanlık çocuğun cesedini örtmüş şekilde orada kalmıştı. Onun ölümüne üzülecek kimse yokken yine de hiç kötü hissetmemişti. Hatta ölürken her saniyesinden zevk almıştı...

———

More Chapters