Masal, iş çıkışı arkadaşlarıyla vedalaştıktan sonra eve gitmek için yola koyuldu sokakta yalnız yürüyordu.Masal yolda ilerlerken birinin onu takip ettiğini fark etti ve adımlarını daha da hızlandırdır o sırada hemen karşısına sarhoş biri çıktı. Masal'a doğru yürümeye başladı.Onu kollarından tutup kendine çekti.
"Bırak!" Masal bağırdı ama kalbi yerinden çıkacak gibi çarpıyordu.
O anda, bir adam hızla yanlarından fırladı, saldırganı sertçe itti adam hemen ordan kaçtı Bartu Masal'ı kendine çekti.
"İyi misin?" Bartu, sesi sadece endişeli ve keskin.
Masal, hâlâ titreyerek kafasını salladı:
"İyiyim…"
"Hadi gel seni gideceği yere götüreyim." Masal sadece kafasını salladı hala olayın şokundaydı.Bartu, onu kolundan tutup arabasına yönlendirdi. Masal arka koltuğa otururken, Bartu motoru çalıştırıp yola çıktı. Sessizlik çökmüştü; Masal hâlâ olayın etkisindeydi, nefesini toparlamaya çalışıyordu.
Bir süre sonra,Masal hafifçe:
"Teşekkür ederim…" dedi, sesi hâlâ titrek ama samimiydi.
Bartu, sessizce başını salladı, gözleri yoldaydı:
"Önemli değil önemli olan senin iyi olman," dedi.
Araba, gece sokaklarında sessizce ilerlerken, Masal hâlâ gerilmiş ama biraz olsun güven içinde hissediyordu.Masal, arabada hâlâ titreyerek oturuyordu.
Sessizlik çökmüştü, sadece motorun hafif uğultusu duyuluyordu. Bir süre nefesini toparlamaya çalıştı ama gerilim ve yorgunluk ağır bastı; başı hafifçe arkaya yaslanırken gözleri yavaş yavaş kapandı.
Bartu, onu fark etti ve sessizce başını salladı. Arabayı dikkatle sürerek, Masal'ı kendi evine getirdi. Kapıyı açtı, Masal'ı kucağına alacak gibi nazikçe destekledi ve içeriye taşıdı.
Yatak odasına götürdü, Masal hâlâ uykudaydı. Bartu, onu hafifçe yatağa yatırdı, üzerini örttü ve başını hafifçe okşadı. Masal huzurla, yorgunluktan ve korkudan uzak bir şekilde uyuyordu.
Bartu bir süre onu izledi, ardından sessizce odadan çıktı, kapıyı nazikçe kapatarak Masal'ın artık güvende olduğunu bilmenin rahatlığıyla evin içinde sessizce dolaştı.
Masal gözlerini ağır ağır açtı. İlk başta etrafı biraz bulanıktı, kafasında olayların karmaşık yankıları dönüyordu. Yavaşça doğruldu ve gözlerini kocaman açtı; tanıdık bir yatak ama yine de farklı bir ortam. Etrafını inceledi, odanın köşelerinde hafif bir sabah ışığı süzülüyordu. "Neredeyim ben?" diye mırıldandı kendi kendine.
Ayağa kalktı, battaniyeyi omuzlarına doladı ve dikkatlice aşağıya doğru indi. Merakla adımlarını yavaş yavaş attı. Mutfaktan gelen hafif tereyağı ve taze ekmek kokusu burnuna geldi. Masal kapının kenarından bakınca, Bartu'yu mutfakta kahvaltı hazırlarken gördü. Bartu, ekmeği tavada kızartıyor, yumurtaları nazikçe karıştırıyordu.
Bartu onu fark etti ve arkasını dönüp hafifçe gülümsedi:
"Ah, uyanmışsın. Kahvaltıyı hazırlıyorum, gel otur," dedi.
Masal utangaç ama rahatlamış bir şekilde mutfağa yaklaştı. Ev sıcak, kahvaltı kokusu ise insanın ruhunu ısıtıyordu. Bartu, ona bir tabak uzattı ve göz göze geldiklerinde, o gece yaşanan karmaşık duygular bir anlık sessizlikle yerini hafif bir gülümsemeye bıraktı.
Masal mutfağa adım attığında Bartu kahvaltıyı hazırlıyordu. Tava hafifçe cızırtı yapıyor, taze ekmek kokusu evin içinde dolaşıyordu. Masal biraz utangaç ama minnettar bir şekilde konuştu:
"Teşekkür ederim… geçen gece için. Gerçekten, çok yardımcı oldun," dedi, gözlerini Bartu'ya dikerek.
Bartu gülümseyerek başını salladı.
"Bir şey değil. Merak etme, iyi misin?"
Masal başını salladı, etrafa bakınarak evi daha dikkatli incelemeye başladı. Her şey düzenli, sıcak ve sakin görünüyordu. "Sanırım… senin evin burası mı?" diye sordu.
"Evet, benim evim. Rahat hissetmeni isterim," dedi Bartu. Masal, onu bir an süzdü ve yavaşça kendini daha güvende hissetti.
Bartu ona kahvaltı tabağını uzattı: "O zaman otur, biraz kahvaltı et, sonra konuşuruz."
Masal tabağı aldı ve sessizce oturdu. Hafif bir sabah sessizliği içinde, birbirlerini tanımaya başladılar. Masal sorular sordu, Bartu cevapladı; basit ama samimi bir şekilde birbirlerini tanıyorlardı. İlk tanışma, o günün sabahı, kahvaltının ve sakin ev ortamının içinde yavaş yavaş gerçekleşiyordu.
Masal tabağını aldıktan ve birkaç lokma yedikten sonra gülümsedi elini Bartuya doğru uzatarak "Masal ben"dedi
Bartu onun elini tutarak"Bartu," dedi o an Bartu'nun içinde değişik bir his oldu Masal'a dokunmanın mutluluğu vardı içinde.
Masal başını hafifçe salladı:
"Bartu… memnun oldum."
Bartu tabağını ona doğru itti:
"Şimdi biraz kahvaltını yap"
Masal kaşlarını kaldırdı, minnetle:
"Teşekkür ederim… hem kahvaltı hem de… her şey için."
Masal tabağını bitirip hafifçe doğruldu, sonra endişeyle saatinize baktı:
"Ah… galiba işe geç kalacağım. Kahvaltı için teşekkür ederim, gerçekten çok yardımcı oldun."
Bartu hemen karşılık verdi:
"Bekle, ben seni bırakayım. Böyle telaşlı gitmene gerek yok."
Masal biraz tereddüt etti:
"Yani… istemem… rahatsız olma…"
Bartu hafifçe gülümsedi:
"Asla rahatsız olmam Masal."
Masal öylece Bartuya baktı ardından"Peki sen ne iş yapıyorsun nerde çalışıyorsun?"
Bartu Masala ne cevap vereceğini bilemedi Masal'ın onun gerçek hayatını hayatındaki tehlikeleri bilip ondan gitmesini istemiyordu onu daha yeni bulmuşken kaybetmek istemiyordu.
Bartu Masala bakıp kısa bir bakışmadan sonra "Ben bir şirkette çalışıyorum" dedi
Masal başını salladı ve "Sanırım gitmem gerek yoksa gerçekten geç kalacam." Birlikte evden çıktılar Bartu arabasının kapısını açtı, Masal arabaya geçti Bartu arabayı çalıştırdı ve yola çıktı. Masal pencereden dışarı bakarken, o sabahki kahvaltı ve Bartu ile tanışması hâlâ aklındaydı. Güvenli bir şekilde işe doğru ilerlerken, bir yandan da o geceyi ve Bartu'yu düşünüyordu.
Masal arabadan inmeden önce hafifçe gülümsedi ve sessiz ama kararlı bir şekilde dedi ki:
" Teşekkürler… görüşürüz o zaman."
Bartu ona bakarak, sesi sakin ama güven verici:
"Evet, tekrar görüşeceğiz. Buna emin olabilirsin."
Masal başını hafifçe salladı ve adımlarını hızlandırarak iş yerine doğru yürümeye başladı. Arkasında Bartu'nun arabası sessizce duruyordu, ama o sabahki kahvaltı ve Bartu'nun sakinliği, Masal'ın içinde hem güven hem de hafif bir sıcaklık bırakmıştı. Tekrar görüşeceklerini bilmek, gününe huzur ve kararlılık katmıştı.