Toplantı odasında Bartu'nun son sözleri yankılandıktan sonra, herkes sessizce toparlandı. Masadan kalkanlar, öfkeli bakışlarla birbirlerine bakarak odadan çıkmaya başladılar. Selim kapıyı çarparak çıktı, Kerem homurdanarak telefonunu cebine fırlattı. Orhan derin bir nefes alıp başını salladı ve hiçbir şey söylemeden dışarıya yürüdü.
Bir süre sonra odada sadece Bartu ve Emir kaldı. Sessizlik ağırdı. Emir kollarını göğsünde kavuşturdu, Bartu'nun masanın kenarında öfkeyle sıkılı duran yumruklarına baktı.
"Bartu…" dedi Emir, sesi biraz daha yumuşak çıkmıştı. "Hepimizi tehdit altında bıraktın. Ama haklısın, bu bir sabotaj. İçimizde biri var ve senin adımların doğru."
Bartu başını kaldırdı, gözlerinde öfke ile birlikte soğukkanlı bir kararlılık vardı.
"Buldum mu, hayatını bitiririm Emir. Kim olursa olsun."
Emir derin bir nefes alıp biraz sustu, sonra göz ucuyla Bartu'ya baktı.
"Peki… Masal?"
Bartu dondu. Emir'in bu soruyu soracağını beklemiyordu. Emir devam etti:
"O kızı hayatına aldığında, sadece senin değil onun da hedef haline geleceğini biliyorsun değil mi? Düşmanın eline koz vermek üzeresin.Napacaksın?"
Bartu bir anlık sessizlikten sonra Emir'in gözlerinin içine baktı.
"Masal'ı kimseye bırakmam. Onu korumak için gerekirse herkesi karşıma alırım."
Emir başını salladı, dudaklarında hafif bir gülümseme belirdi.
"İşte bu yüzden korkuyorum Bartu. Senin en zayıf noktan artık o kız olacak."
Bartu'nun gözleri sertleşti, sesi buz gibi çıktı:
"Zayıflık değil Emir… Masal benim en büyük sebebim."
Emir bir adım öne çıktı, yüzünde ciddiyet ve hafif bir tebessüm karışımı vardı.
"Tamam, ama şunu bil ki eğer Masal'a karşı bir ilgin olduğu ortaya çıkarsa onun da hayatı tehlikeye girer seninki de."
Bartu Emir'in gözlerinin içine bakarak"Biliyorum ama ona bir zarar gelmesine asla izin vermem."
Emir omuz silkerek hafifçe kızdı ama sesinde içten bir uyarı vardı:
"Ben sadece söylüyorum; sana karşı değil, ona karşı endişeliyim. Eğer o kız zarar görürse, ben seni uyarırım. Ve sadece uyarırım demiyorum — sana yardım ederim. Ama bunu yaparken kendini siper etme, strateji lazım."
İkisi de bir süre sessizce birbirlerini süzdü. Koridorun ışıkları soğuktu; odadan dışarı çıkan diğer ortakların ayak sesleri uzaktan geliyordu. Bartu cebine ellerini soktu, kararlı bir adımla kapıya yöneldi. Emir onu izlerken mırıldandı:
"Ve aşkına zarar gelirse... ben seni affetmem."
Bartu dönüp kısa, sert bir bakış attı:
"Ben de seni affetmem, Emir."
Gülüşleri soğuk, fakat aralarında yılların yakınlığı vardı. İkisi kapıdan çıkarken, Bartu zihninde hem Masal'ın güvenliği hem de hainin ipuçlarıyla dolu bir plan şekilleniyordu.