Kasaba halkı Halil ve Derin'in etrafında umutla toplanmıştı. Fakat kalabalığın arasından yaşlı bir kadın ağır adımlarla öne çıktı. Yüzündeki kırışıklıkların arasında bir sır saklı gibiydi. Derin onu tanıyordu: mahallede herkesin "Nine Şükriye" dediği, yıllardır sessiz yaşayan yaşlı kadındı.
Şükriye Nine titrek sesiyle konuştu:
— Evlatlar… yabancıların nereden gelip nereye gittiklerini merak ediyorsunuz, biliyorum. Size söylemem gereken bir şey var.
Kalabalık sessizleşti. Şükriye Nine'nin gözleri karanlığa dalmıştı.
— Ben gençken… bu kasabanın altındaki gizli geçitleri bilirdim. Eski hanın mahzeninden başlar, dağın yamacına kadar uzanır. Yabancılar bu geçitleri kullanıyor. Onların geliş gidişleri boşuna sessiz olmuyor.
Kalabalığın arasında uğultu yükseldi. İnsanlar şaşkınlıkla birbirine bakıyordu. Halil hemen öne atıldı.
— Bu geçitleri bize gösterebilir misiniz, nine?
Kadının yüzü gölgelerde kaldı.
— Kolay değil, oğlum. Geçit karanlık ve tehlikelidir. Eskiden bile yasaklıydı. Ama eğer gölgelerin sırrını çözmek istiyorsanız, başka çareniz yok.
Derin, Halil'in elini tuttu.
— Bu onların gizlendiği yer olabilir. Eğer oraya gidersek belki sırların tamamını öğreniriz.
Kalabalıktan gençler hemen öne çıktı:
— Biz de sizinle geliriz! dedi biri. — Kasabayı korumak için hazırız.
Halil derin bir nefes aldı. Kararlılığı yüzüne yansıdı.
— Peki öyleyse… bu gece geçidi bulacağız. Ama dikkatli olmalıyız. Çünkü bizi orada bekleyen şey sadece yabancılar olmayabilir.
Şükriye Nine'nin yüzü kasvetliydi.
— Evlatlar… gölgelerle oyun oynanmaz. O geçitte sadece insanlar değil, geçmişin laneti de var.
Meydan buz gibi bir sessizliğe büründü. Herkes bu sözleri içine sindirmeye çalışıyordu.
Derin'in kalbi hızla çarpıyordu. Korkuyordu, evet. Ama Halil'in yanındaydı. Ve yanındayken her karanlığa yürüyebilirdi.
Halil, Derin'in kulağına fısıldadı:
— Korkma. Bu gece gölgelerin kalbine ineceğiz… ama sabaha senin gözlerinde doğacağız.
Derin dudaklarında hafif bir gülümsemeyle başını salladı. İçinde umutla karışık bir ürperti vardı.
Kalabalık yavaş yavaş dağılırken, Halil ve Derin yanlarında birkaç güvenilir gençle birlikte eski hana doğru yola çıktı. Yağmur yeniden başlamıştı. Her damla, yaklaşan tehlikenin habercisi gibiydi.