Rüya'nın ofisinde kopan fırtınanın ardından, odaya ölümcül bir sessizlik çöktü. Kırılan objeler, yerdeki cam parçaları, Rüya'nın dağılmış kontrolünün somut birer kanıtıydı. Ama Rüya, enkazın ortasında ağlayacak bir kadın değildi. Şoku, saniyeler içinde yerini keskin, ölümcül bir öfkeye bıraktı. Onu avlamaya cüret etmişlerdi. Kendi kurduğu oyunda, kendi piyonları tarafından pusuya düşürülmüştü.
İlk telefonu avukatlarına oldu. "Sahte belgelerle şirkete şantaj yapılıyor. Derhal bir karşı bildiri hazırlayın. Moretti'ye komplonun bir parçası olmanın bedelini ödeteceğimizi bildirin." İkinci telefonu ise özel dedektifineydi. Sesi artık soğuk değil, tıslayan bir yılan gibiydi. "Kenan'ı bul. Artık kural mural yok. O USB belleği ve defteri istiyorum. Ferkan'ı ve o kızı canlı ya da ölü getirene servet ödeyeceğimi söyle. Tercihen ölü."
Bu sırada Zeytinburnu'ndaki küçük atölyede, Ferkan, Sevim ve Sadık Usta, nefeslerini tutmuş bir şekilde internetteki finans haberlerini tarıyorlardı. Sonunda, İtalya'nın saygın bir ekonomi gazetesinin web sitesinde küçük bir haberle karşılaştılar: "Dev modaevi La Scala, Türk partneriyle olan ilişkilerini 'ciddi mali usulsüzlük' iddiaları nedeniyle askıya aldığını duyurdu."
Bu, zaferdi. Attıkları ilk kurşun, hedefin kalbine saplanmıştı. Sevim'in gözleri sevinçle parlarken, Sadık Usta yorgun bir gülümsemeyle arkasına yaslandı. Ama Ferkan'ın yüzünde rahatlamadan çok, gergin bir kararlılık vardı.
"Bu iyi," dedi. "Ama yeterli değil. Rüya şimdi yaralı bir hayvan gibi. Ve yaralı hayvanlar en tehlikelileridir. Geri çekilmeyecek, daha sert saldıracak."
"Ne yapacağız?" diye sordu Sevim. "Bizi bulmaları artık an meselesi."
"Rüya bize nefes alma şansı vermeden, biz onun nefesini keseceğiz," dedi Ferkan. Sadık Usta'ya döndü. "Usta, o belgeler arasında vergiyle ilgili olanlar var mı? Maliye'yi doğrudan harekete geçirecek bir şeyler?"
Sadık Usta başını salladı. "Olmaz mı? Yıllardır sahte ihracat belgeleriyle devletten haksız yere ne teşvikler, ne vergi iadeleri aldı... O dosyayı açarsak, karşısında sadece La Scala'nın avukatlarını değil, devletin müfettişlerini bulur."
Karar verilmişti. Savaşın ikinci perdesine geçiyorlardı. Bu sefer hedef, Rüya'nın ticari itibarı değil, doğrudan özgürlüğüydü. Onlar bu tehlikeli planı yaparken, şehrin başka bir köşesinde, bir birahanede oturan Kenan'ın telefonu çaldı. Arayan, Rüya'nın dedektifiydi.
"Yeni emirler var," dedi hattaki ses. "Artık limit yok. Onları bul ve o belgeleri al. Nasıl istersen. Rüya Hanım arkanda."
Kenan'ın yüzüne vahşi bir gülümseme yayıldı. Sonunda tasması çözülmüştü. Artık sadece bir piyon değil, kraliçenin en ölümcül silahıydı.
İki taraf da artık saklanmıyor, siperlerinden çıkıp birbirlerine doğru koşuyordu. Ve bu çarpışma, eskisinden çok daha kanlı olacaktı.