Kağan gülümsedi. Sessizce, kimseye fark ettirmeden, kendi yolunu çiziyordu.
Kağan, sabahın ilk ışıklarıyla birlikte akademi avlusuna çıktı. Diğer öğrenciler çoktan meditasyon pozisyonlarını almış, ruhsal enerjilerini toplamaya başlamıştı.
Onların etrafında titreşen aura halkaları, Kağan'ın gözünde artık farklı görünüyordu. Zihin Haritası yeteneği, enerjiyi sadece hissetmekle kalmıyor, onu anlamlandırıyordu.
Her hareketin ardında bir niyet, her titreşimin ardında bir düşünce vardı.
Ama Kağan hâlâ sessizdi. Sistem ona ikinci görevini vermişti:
Görev: BilgiÇözümleme
"Kadim sembolleri analiz et. Ataların izini sür."
Görevle birlikte zihninde bir görüntü belirmişti: Göktürk alfabesinden bir harf, ama karmaşık bir yapıya bürünmüş. Sanki zamanla evrilmiş, başka bir dile dönüşmüş gibiydi. Kağan, kütüphaneye gitmek üzere avludan ayrıldı. Bu kez sadece bilgi aramıyordu geçmişin yankılarını dinlemeye hazırlanıyordu.
Kütüphane hâlâ sessizdi. Raflar arasında ilerlerken, önceki gece okuduğu kitabı tekrar buldu: Göktürk Mirası ve Zihin Yolu. Sayfaları dikkatle çevirdi. Sembolün bulunduğu bölüme geldiğinde, bu kez altındaki metin farklıydı. Sanki sistem, kitabın içeriğini yeniden düzenlemişti.
"Bu sembol, Zihin Tarikatı'nın mühürüdür. Yalnızca anlayışla açılır. Güç, bilgide gizlidir. Ataların sesi, sembollerde yankılanır."
Kağan'ın parmakları titredi. Zihin Kapısı Sistemi sadece bir araç değil, bir miras taşıyıcısıydı. Atalarının sesi, bu semboller aracılığıyla ona ulaşmaya çalışıyordu.
"..."
Sistem, sembolü zihinsel bir puzzle gibi sunuyordu. Kağan, harfin çizgilerini analiz etti. Her kıvrım, bir anlam taşıyordu. Zihin Haritası devreye girdi: sembolün parçaları, eski metinlerle eşleşmeye başladı. Kağan, Göktürk alfabesinin temel harflerini zihninde sıraladı, sonra onları sistemin sunduğu sembolle karşılaştırdı.
Bir eşleşme buldu: "𐰀" harfi, yani "A". Ama semboldeki versiyon daha karmaşıktı. Altında ikinci bir katman vardı sanki harf, bir enerji akışını temsil ediyordu. Kağan bunu fark ettiğinde sistem yeni bir mesaj gönderdi:
Yeni Teknik: Enerji Kodlayıcı (Seviye 1)
"Enerjiyi sembollerle yeniden yapılandırma yeteneği kazanıldı."
Kağan'ın zihninde bir ışık yandı. Artık sadece enerjiyi anlamıyor, onu şekillendirebiliyordu. Bu, klasik kültivasyonun ötesinde bir şeydi.
"..."
O gün öğleden sonra, öğrenciler bireysel tekniklerini sergilemek üzere toplandı. Kağan, sıranın en sonunda yer alıyordu. Hocalar, öğrencilerin enerji dalgalarını ölçüyor, gelişimlerini değerlendiriyordu.
Kağan'ın sırası geldiğinde, herkes sessizleşti. "Yine mi o çocuk?" diye fısıldayanlar oldu. Hoca, Kağan'a baktı. "Hazırsan, göster bakalım."
Kağan gözlerini kapattı. Zihin Haritası'nı aktive etti. Sembolü zihninde canlandırdı. Enerji Kodlayıcı'yı devreye soktu.
Avucunun içinde bir ışık belirdi ama bu klasik bir enerji patlaması değildi. Işık, sembol şeklinde titreşiyordu. Göktürk harfi, enerjiyle örülmüş halde havada süzülüyordu.
Hoca irkildi. "Bu… bu nedir?"
Kağan sessizce cevap verdi: "Bir anlayış."
"..."
Gösteriden sonra Kağan kütüphaneye dönerken, bir ses onu durdurdu. "Sembolü nereden öğrendin?" diye soran yaşlı bir adam, rafların arasında belirmişti. Gözleri derin, sesi yumuşaktı.
"Kitaptan," dedi Kağan. "Ama sistemim… bana gösterdi."
Adam gülümsedi. "Zihin Kapısı mı? Demek hâlâ bir taşıyıcı var."
Kağan şaşırdı. "Siz… biliyor musunuz?"
Adam başını salladı. "Ben de bir zamanlar o sesi duydum. Ama sistem beni seçmedi. Sen farklısın, Kağan. Ataların seni çağırıyor."
Kağan'ın zihni karıştı. Bu adam kimdi? Akademideki sıradan bir hoca mıydı, yoksa geçmişin bir yankısı mı?
"..."
O gece Kağan meditasyon yaparken, sistem yeni bir mesaj gönderdi:
Görev Tamamlandı: Bilgi Çözümleme
"Ataların sesi duyuldu. Zihin Kapısı genişliyor."
Yeni Seviye: 2
Kağan gözlerini açtı. Artık yalnız değildi. Zihninde bir yankı vardı sembollerin ardında konuşan bir bilinç. Atalarının fısıltısı, onun yolunu aydınlatıyordu.