Bölüm 1: Yeniden Doğuş ve Bir Kopyanın Başlangıcı
Gözlerimi açtığımda, loş ve tek odalı bir evde, kirli sarı bir çarşafın üzerinde uzanıyordum. Hafif yorgun bir his, tüm bedenimi sarmıştı. Etrafımdaki eşyalar ve odanın genel hali, içinde bulunduğum duruma dair bir ipucu veriyordu. Burası, benim dünyam değildi. Bu, Uzumaki Naruto'nun eviydi.
Bilincimin içinde, bir ses yankılanmaya başladı. Ne bir insan sesiydi, ne de bir makine sesi. Daha çok, evrenin bir fısıltısı gibiydi. "Sistem aktif. Hoş geldin, Dünyalar Arası Gezgin. Varlığını kaybettin, ancak yeni bir bedene sahipsin. Bu bedenin potansiyelini en üst düzeye çıkarmak için buradayım."
Olayları anlamam uzun sürmedi. Benim dünyamda bir kaza geçirmiş ve ölmüştüm. Şimdi ise, anime ve mangalardan tanıdığım Naruto'nun vücudundaydım. Şaşkınlık ve korkudan çok, tuhaf bir coşku hissettim. Bu, yeni bir başlangıçtı. Önceki hayatımda sahip olmadığım güce ve potansiyele, şimdi bu yeni beden ve yanımda beliren Sistem sayesinde ulaşabilirdim.
Sistem, bana hedeflerimi gerçekleştirmem için bir dizi araç sunuyordu. Bunların en önemlisi, Mutlak Kopyalama yeteneğiydi. Bu yetenek, birinin jutsu'sunu, kekkei genkai'sini, fiziksel yeteneklerini, hatta zekâsını ve karizmasını bile kopyalamamı sağlıyordu.
İlk iş olarak, kendimi tarttım. Naruto'nun anılarına ulaştım ve bu bedenin içinde hapsedilmiş Dokuz Kuyruklu Tilki'nin gücünü hissettim. Orijinal Naruto'nun saf ve çocuksu doğası, benim soğukkanlı ve pragmatik kişiliğimle çatışıyordu. Zihnimin köşesinde, kendime ait bir felsefe oluşturmaya başladım: Güç ve kadınlar. Bu yeni hayatımda, sadece güce ulaşmakla kalmayacak, aynı zamanda istediğim her şeyi elde edecektim.
Planım basitti. Kendimi bir anda süper güçlü bir dâhi gibi göstermek yerine, yavaş yavaş ilerlemeliydim. Şu an, Mezuniyet Sınavı'na sadece bir hafta kalmıştı. Bu bir hafta, gücümü ve Sistem'i denemek için yeterliydi.
İlk olarak, Gölge Klon Jutsu (Kage Bunshin no Jutsu)'nun yer aldığı Yasaklı Jutsu Parşömeni'ni çalmak için bir plan yaptım. Orijinal hikayeye sadık kalarak, bu parşömeni ele geçirecek ve güçlenme sürecimi hızlandıracaktım.
Bir Hafta Sonra: Mezuniyet Günü
Sınav günü geldiğinde, tüm öğrenciler kendi güçlerini sergilemek için hazırdı. Naruto'nun zayıf bir öğrenci olduğu biliniyordu, bu yüzden kimse benden bir şey beklemiyordu. İruka Umino'nun anlattığı hikayelerden sonra, kendimi güçsüz hissediyor gibi davrandım. Bu, Mizuki'nin tuzağına düşmemi kolaylaştıracaktı.
Mizuki, beni Yasaklı Jutsu Parşömeni'ni çalmam için manipüle etti. Amacının ne olduğunu biliyordum, bu yüzden onun tuzağına bile bile girdim. Gece olunca, gizlice Hokage'nin ofisine sızdım. Parşömeni buldum ve kendimi ormanda buldum. Mizuki'nin gelmesini beklerken, Sistemi aktif ettim ve parşömeni taradım.
Sistem, parşömeni analiz etmeye başladı. "Gölge Klon Jutsu, S-seviye. Kullanıcının tüm chakra potansiyelini yansıtır. Kopyalanıyor..."
Anında, bu karmaşık jutsu'nun tüm bilgisi zihnime aktı. Kullanımı, chakra gereksinimi ve potansiyelini anında kavradım. Sistem, bu jutsu'yu 100 kat daha güçlü ve etkili hale getirdi. Artık, binlerce değil, on binlerce klon oluşturabilirdim.
Mizuki geldi ve İruka'yı hedef aldı. Orijinal hikayedeki gibi, İruka beni korumak için önüne geçti. İşte o an, Mizuki'yi ve onun güçlerini kopyalamaya karar verdim. Mizuki'nin shuriken fırlatma tekniğini, onun dövüş tecrübesini ve zekasını kopyaladım. Artık sadece jutsu'lara değil, kişilerin kendilerine de sahiptim.
Sistem: "Mizuki'nin savaş zekası ve fiziksel yetenekleri kopyalandı. Seviye artırıldı."
Mizuki, beni kandırmak için gerçek kimliğimi açıkladı. "Sen, Dokuz Kuyruklu'sun! Kimse seni kabul etmeyecek!"
Öfkelenmek yerine, sadece gülümsedim. "İruka-sensei, sanırım bu kadar çok Gölge Klonu oluşturabilirsem, mezun olmayı hak ediyorum, değil mi?"
Binlerce Gölge Klonu, Mizuki'nin etrafını sardı ve onu alt etti. İruka şaşkınlık ve gururla bana baktı. Bu, benim ilk zaferimdi.
Takım 7 ve Yeni Bir Dinamik
Ertesi gün, mezuniyet töreni ve takım seçimleri yapıldı. Haruno Sakura, yine her zamanki gibi Sasuke'nin yanında oturuyordu. Benim hedefim sadece güç değil, aynı zamanda kadınlardı. Ve ilk hedefim, bir sonraki güçlü ninja olan Uchiha Sasuke'ydi.
Onun zekâsını, dövüş yeteneğini ve en önemlisi karizmasını kopyalayacaktım. Sasuke'nin çekiciliği ve kadınlar üzerindeki etkisi, benim için paha biçilemezdi. Bu sayede, hem Sakura'yı, hem de Konoha'nın diğer güzel kunoichilerini etkileyebilirdim.
Sistemimi aktifleştirdim ve Sasuke'yi gözlemlemeye başladım. Onun her hareketini, her konuşmasını, her ifadesini zihnime kaydettim.
Sistem: "Uchiha Sasuke'nin dâhiliği, karizması ve fiziksel yetenekleri kopyalandı. Seviye artırıldı."
Artık ben, sadece Naruto değil, aynı zamanda Sasuke'nin en iyi özelliklerine sahip, EX seviyesinde zeki ve karizmatik bir Uzumaki Naruto'ydum. Kendime olan güvenim ve çevremdeki insanları etkileme yeteneğim tavan yapmıştı.
Takım arkadaşlarımla ilk tanışmamızda, Sakura'ya göz kırptım. "Sakura, ne dersin, ben ve sen, bu dünyayı birlikte fethetsek?"
Sakura, şaşkınlıkla bana baktı. "Ne? Sen de mi... Sasuke gibi konuşuyorsun?"
Sasuke ise, benim bu yeni tavrımdan rahatsız olmuştu. Bana şüpheyle baktı. "Ne işler çeviriyorsun, Uzumaki?"
Gülümsedim. "Hiçbir şey, Sasuke-kun. Sadece bir dâhi oldum, hepsi bu."
Kakashi geldiğinde, onun yeteneklerini analiz etmeye başladım. Şimşek Bıçağı, bin jutsu'nun kopyacısı lakabını kazandıran yetenekleri... Bunların hepsi, benim yeni hedeflerim haline gelmişti.
Bu dünya, artık benim oyun alanım olacaktı. Güç, artık sadece bir hedeften ibaret değildi. O, benim her şeyim olmuştu. Ve bu yolculukta, tüm kadınlar bana katılmak zorunda kalacaktı.