Bölüm 3: Kılıç ve Gözler
Sis, köprüyü yutmuştu. Zabuza'nın Yüzen Sis Jutsu'su, sadece görüşü engellemekle kalmıyor, aynı zamanda içgüdülerimi de test ediyordu. Normal bir ninja bu durumda panikleyebilirdi ama benim zihnim berraktı. Gözümün önünde beliren Sistem, her şeyi rakamsal verilere çeviriyordu. Zabuza'nın chakra imzası, kılıcının her hareketinden gelen rüzgarın hızı ve hatta her nefesinin frekansı bile net bir şekilde görünüyordu.
"Naruto, geri çekil!" diye bağırdı Kakashi. "Bu sisin içinde ne olduğunu bilemezsin!"
"Yanılıyorsun, Sensei," diye cevap verdim, sesim kendime bile yabancı gelecek kadar sakindi. "Ben her şeyi görüyorum."
Sasuke ve Sakura, benim bu tavrıma şaşkınlıkla baktılar. Sasuke, ben daha bir şey yapamadan çoktan saldırmak için pozisyon almıştı bile. İşte bu, benim için mükemmel bir fırsattı. Sasuke'nin Chakra'sını ve potansiyelini kopyalamak için onu bir kez daha gözlemlemem yeterliydi.
Sistem: "Uchiha Sasuke'nin chakra rezervi ve Sharingan potansiyeli kopyalandı. Seviye: A"
Şimdi, sadece Sasuke'nin karizması ve zekası değil, aynı zamanda o efsanevi gözlerin gücü de bende vardı. Ancak henüz Sharingan'ımı kullanmaya hazır değildim. Bunun için, bedenin uyum sağlaması gerekiyordu.
Kakashi, Zabuza'yla mücadele ederken, ikisini de analiz etmeye devam ettim. Kakashi'nin binlerce jutsu'yu kopyalama yeteneği, Zabuza'nın Sessiz Katil teknikleriyle çarpışıyordu. İşte o an, Kakashi'nin kopyalama yeteneğini sistemime entegre etmek için son bir hamle yaptım. Bu, benim gelecekteki mutlak güce giden yolumu açacaktı.
Sistem: "Kakashi Hatake'nin Kopya Ninja özelliği ve taktiksel zekası kopyalandı. Seviye: A"
Bu kopyalama işlemi, beni bir anlığına sarsmıştı. Zihnim, Kakashi'nin tecrübesiyle dolup taştı. Onun kopyaladığı bütün jutsu'lar, benim de sahip olduğum bir güç haline gelmişti. Yüzümden akan teri sildim ve sisin içindeki sessizliğe odaklandım. Artık bu, bir ninja dövüşü değil, bir veri analiz savaşıydı.
Zabuza'nın saldırısının ardından ortaya çıkan Haku, durumu daha da karmaşık hale getirdi. Haku'nun hızı ve Kristal Ayna Jutsu'su (Makyo Hyosho), Sasuke'yi bile zorluyordu. Sasuke'nin sinirlerinin bozulduğunu ve öfkelenmeye başladığını hissettim. Bu, onun yeteneklerini tam olarak sergilemesine yol açacaktı.
Sistem: "Haku'nun hız ve genetik yetenekleri kopyalanıyor..."
Haku, Sasuke'yi köşeye sıkıştırınca, olayların akışını değiştirmeye karar verdim. "Sasuke, bana güven!" diye bağırdım. Normalde böyle bir şey söylemezdim, ama artık Sasuke'nin karizması da bende olduğu için, sözlerim inandırıcıydı.
Sasuke tereddüt etti. Orijinal Naruto'dan böyle bir tavır beklemiyordu. Ama içinde bulunduğumuz durum, onu bana güvenmeye itti.
"Gölge Klon Jutsu!"
Onlarca Gölge Klon, bir anda ortaya çıktı. Bu klonlar, sadece beni temsil etmekle kalmıyor, aynı zamanda Zabuza'nın Kılıç Ustası yeteneğini ve Haku'nun hızını da kopyalamıştı. Klonlarım, Zabuza'nın arkasından ve Haku'nun çevresinden saldırıya geçti.
"Ne?!" diye bağırdı Zabuza. "Bu çocukta ne bu kadar çok chakra var?"
"Benim yeteneğim, dostum," dedim. "Ve henüz hiçbir şey görmedin."
Sakura ve Tazuna, bu olağanüstü gösteri karşısında şaşkınlıkla donup kalmıştı. Haku, klonlarımı alt etmeye çalışırken, benim tek bir klonum ona doğru koştu. Yüzümde beliren o manipülatif gülümsemeyle, Haku'nun yeteneğini kopyalamanın son aşamasını tamamladım.
Sistem: "Haku'nun Kristal Ayna Jutsu'su kopyalandı. Seviye: S"
Artık, istediğim zaman kendimi buzdan aynaların içine hapsedebilir ve düşmanlarımı şaşırtabilirdim. Sadece bir hafta içinde, binlerce jutsu'yu, genetik yeteneği ve dövüş zekasını kopyalamıştım.
Tazuna'nın köprüsü, artık benim gücümü gösterdiğim bir sahneye dönüşmüştü. Zabuza ve Haku'nun karşısında, durdurulamaz bir güç duruyordu.