Ficool

Chapter 19 - Bölüm 19: İki Kişiyi Bulmanızı İstiyorum

Ferkan ve Sevim, Şile'deki küçük sığınaklarında yeni hayatlarının ilk gününü yaşarken, İstanbul'da geride bıraktıkları fırtına dinmek bir yana, daha da güçlenerek bir kasırgaya dönüşüyordu.

Rüya, o gece sabaha kadar uyumadı. Ferkan'ın onu havalimanında terk ettiği an, beynine bir damga gibi kazınmıştı. Bu, bir aldatılmadan çok daha fazlasıydı; bu bir isyandı, bir aşağılanmaydı. Yıllardır üzerine titrediği, ilmek ilmek işlediği kusursuz hayatı, o basit, küçük yeğeni yüzünden yerle bir olmuştu. Ağlamadı. Onun yerine, içindeki acı ve utanç, donuk ve keskin bir intikam arzusuna dönüştü. Sabah ilk işi, ülkenin en iyi ve en pahalı özel dedektiflerinden birini aramak oldu. Telefonda sesi duygusuzdu: "İki kişi bulmanızı istiyorum. Ferkan ve Sevim. Kocam ve yeğenim. Gittikleri her adımı, harcadıkları her kuruşu bilmek istiyorum. Bulun onları. Ama sakın haberim olmadan müdahale etmeyin. Onlarla işim bittiğinde, keşke hiç doğmamış olsalardı diye yalvaracaklar."

Aynı saatlerde Kenan, dağılmış evinde, zonklayan bir baş ağrısı ve onurunun kırılmışlığıyla uyandı. Karısı gitmişti. Üstelik onu, o zengin fabrikatör bozuntusu için terk etmiş ve o adam gelip onu kendi evinde dövmüştü. Bu utançla yaşayamazdı. Aklına gelen ilk şeyi yaptı. Öfkeyle kendini sokağa atıp doğruca fabrikanın yolunu tuttu.

Güvenlik kapısına dayandığında bir deli gibi bağırıyordu: "Açın kapıyı! Rüya Hanım'la görüşeceğim! Kocam dediği adam karımı kaçırdı! Namusumu temizleyeceğim!"

Bu çirkin sahne, atölyedeki işçiler arasında bir orman yangını gibi yayıldı. Rüya, o sırada fabrikaya yeni giriş yapmıştı. Kenan'ın adını ve bağırışlarını duyduğunda, yüzünde tiksinti dolu bir ifade belirdi. Bu kaba saba, zavallı adam, onun planlarının bir parçası olamazdı. Güvenliğe, adamı yaka paça dışarı atmalarını emretti. Ama Kenan'ı o halde görmek, aklına yeni ve şeytani bir fikir getirmişti. Bu adam, kontrolsüz bir öfke yumağıydı. Ve doğru yönlendirilirse, çok işe yarar bir silahtı.

Dedektifine ikinci bir telefon açtı. "Size bir isim daha vereceğim. Kenan. Sevim'in kocası. Onu da bulun. Benim adıma konuşun. Masraflarının karşılanacağını söyleyin. Tek bir şartım var: Benden habersiz tek bir adım atmayacak."

İstanbul'da, birbirinden habersiz iki avcı, ortak bir düşman için aynı safta birleşmişti. Biri zekası ve parasıyla, diğeri kaba gücü ve gözü dönmüşlüğüyle, kaçak aşıkların peşine düşmüştü.

O sırada Şile'de, Ferkan ve Sevim, evin tozlu pencerelerini silip içeriye güneşin ve iyot kokulu deniz havasının dolmasını sağlıyorlardı. Dışarıdaki dünyadan, üzerlerine doğru gelen bu karanlık komplodan tamamen habersiz, kırık dökük hayatlarını onarmaya çalışıyorlardı. Ama avcılar, izlerini çoktan bulmaya başlamıştı.

More Chapters