Ficool

Chapter 34 - ÇÖKEN DUVARLAR

Boran'ın Anlatımı

Gecenin sessizliği ağırdı. Adımlarımı her attığımda, sanki taş döşeli sokak değil de kalbim çatırdıyordu. Arkama dönmemek için kendimi zorladım. Çünkü arkamda bıraktığım sadece bir kadın değildi… Yüreğimin yarısıydı.

Ama işte, Boran'ı yıkan şey buydu: Sevdiğin kadın, başkasının arkasına saklanıyorsa, senin gölgende nefes almak istememişse… sen artık onun için sadece bir yükten ibaretsindir.

Öyle sandım. Öyle inandırdım kendimi.

Her adımda içimdeki ses "dur" dedi. "Arkanı dön, gözlerine bak! Onun dudakları söyleyemediğini, gözleri anlatacak." Ama gururum, kalbimi susturdu. Çünkü erkek, kalbiyle değil gururuyla yaşar derler.

Ama bu doğru değildi. Ben kalbimle yaşıyordum. Ve kalbim, her çırpınışında onun adını haykırıyordu: Hazal…

Kafamda sahne dönüp duruyordu. Onun titreyen bedeni, dudaklarının kıpırtısı, bana ulaşamayan kelimeler… Belki de bana bir şey söylemek istemişti. Belki de hiçbir şey düşündüğüm gibi değildi. Ama işte, şüphe insanın damarlarına zehir gibi işler.

Bir mafya lideri olarak yıllarca ihanet gördüm. Kardeş dediklerim sırtımdan vurdu. Dost dediklerim soframda ekmeğimi yerken kanıma susadı. O yüzden güven benim için bir masaldı. Ama Hazal… Onu diğerlerinden ayıran tek şey, ona inanmak istememdi.

Şimdi o inanç da yıkılmıştı.

Bir sigara yaktım. Dumanı gökyüzüne savrulurken kendi kendime mırıldandım:

"Belki de sevmek, en büyük zayıflıktır, Boran."

Ama yüreğim alay etti benimle. "Zayıflık değil, senin tek gücün o kadın. Onsuz koca bir imparatorluk kursan ne fayda? İçinde boşluk olduktan sonra, tahtın mezar taşıdır."

Kafamı iki elimle sıktım. İlk kez düşmanların kurşunları değil, kalbimin yükü dizlerime çöktürüyordu beni.

Hazal'ın gözyaşlarını düşündüm. Bana söyleyemediği cümleleri… İçimdeki ses susmadı: "Belki de gerçekten suçsuzdu. Belki de sen, en büyük günahı ona inanmamakla işledin."

Ama işte gurur…

O sessizlik arasında kendi duvarlarını ördü.

Ve ben o gece anladım:

Ben düşmanlarımla savaşarak değil, Hazal'a olan sevgimle yenilecektim.

Çünkü ne yaparsam yapayım, ne kadar sırtımı dönsem de, kalbim ondan vazgeçmiyordu.

Gözlerimi gökyüzüne diktim ve fısıldadım:

"Beni yakan kurşun değil, senin sessizliğin, Hazal."

---

More Chapters