Ficool

Chapter 23 - MERAK

Çok güzel 🌹 O halde 23. bölümü de (Azra'nın Anlatımı)

Günler birbirine benzese de, o geceyi unutmam imkânsızdı. Gözlerimi kapattığımda hâlâ orada duruyor, gölgelerin arasından bana bakıyordu. Sanki ruhumun derinliklerinde gizlenen bir sırrı açığa çıkarmıştı.

Normalde böyle bir an, insanın zihninde kabus olurdu. Ama bende öyle olmadı. Korku vardı, evet, ama onun yanında büyülü bir merak da doğmuştu.

Ertesi sabah pencereden dışarı baktığımda, sokak eskisi kadar sıradan gelmedi. Sanki her köşe, her gölge bana onu hatırlatıyordu. Adını bilmediğim o yabancı, gündelik hayatımın sessiz bir parçası olmuştu. Kahvaltıda annem bana bir şeyler söyledi ama ben duymadım bile. İçimdeki tek ses, onun susturduğu ve aynı zamanda uyandırdığı duygulardı.

Okulda arkadaşlarım yeni projelerden, sınavlardan bahsederken ben kaybolmuştum. Onların kahkahalarının arasından sıyrılan tek şey, kalbimin hızlanan çarpışlarıydı. Kalemim defterin kenarına aynı sözcüğü yazıp durdu: "Sen."

Sanki o geceden sonra, hayatımdaki her boşluk o kelimeyle dolmuştu.

Bazen kendime kızıyordum. "Ne yapıyorsun Azra? Tanımadığın, nereden geldiğini bile bilmediğin biri… Belki tehlikeli, belki karanlık biri…" diye fısıldıyordum içimden. Ama ne kadar inkâr etsem de, gözlerimde yankılanan görüntüyü silemiyordum. O gözlerde bir şey vardı. Bir ipucu. Bana ait olmayan, ama beni içine çeken bir sır.

Akşamüstü eve dönerken ayaklarım farkında olmadan yine aynı sokağa sürüklendi. Bu kez daha yavaş yürüdüm, nefesimi dinledim. İçimde bir çelişki vardı: Görmeyi mi istiyordum, yoksa görmemeyi mi?

Kalbim cevabı çoktan vermişti. Ben onu yeniden görmek istiyordum.

Ama sokak bomboştu. Rüzgâr eski gazeteleri sürüklüyor, duvarlara çarpan yapraklar çıtırtıyla savruluyordu. Yine de içimde bir his vardı… Sanki o hâlâ oradaydı, sadece görünmüyordu.

"Beni duyabiliyor musun?" diye fısıldadım istemsizce. Sesim neredeyse kendi kulaklarıma bile ulaşmadı. Ama söyledikten sonra kalbim daha da hızlandı. Çünkü içimde bir yer, gerçekten duyulduğunu hissetti.

Eve vardığımda, kendimi aynanın karşısında buldum. Yüzümdeki ifadeye baktım: korku ile hayranlığın tuhaf karışımı. Ve o an anladım…

Benim hikâyem artık sıradan olmayacaktı. O adamla, o bakışlarla başlamıştı. Ve ben… geri dönmek istemiyordum.

---

More Chapters