Ficool

Chapter 5 - kuyunun dibindeki gözler

İniş Öncesi Sessizlik

Optimus'un gemisi, koloninin üstündeki paslı iniş platformuna sessizce kondu. Toz, iniş alevlerinin içinde savruldu; fakat hava, normalden ağırdı — sanki oksijenin içinde görünmez bir yük taşınıyordu.

Kaskını kapatmadan önce, geminin radyo alıcısından bozuk bir sinyal geçti. Parçalanmış kelimeler, tanıdığı bir sesten geliyordu:

"…çizgi… kırılmak… altında…"

İniş kapısı açıldığında, koloninin yüzeyi terk edilmiş gibiydi. Rüzgâr yoktu. Hiçbir motor sesi yoktu. Sadece, uzaklardan gelen, yeraltına ait derin bir uğultu.

---

Yeraltı Tünellerinde İlk Temas

Merkez Kuyusu'na giden ana tünel, paslı çelik desteklerle çevrilmişti. Her adımında, ayaklarının altındaki zemin metal değilmiş de gerilmiş bir kabloymuş gibi hafifçe titriyordu.

Sensörleri anlık parazitler gösteriyor, harita kendini sürekli yeniden çiziyordu.

Tünelin ilk dönüşünde, yerde duran bir miğfer gördü. Vizörü içeriden çatlamış, kenarları morumsu yanık izleriyle kaplıydı. Elini uzattığında, miğferin içine bir damla siyah sıvı düştü… ama tavanda hiçbir şey yoktu.

Bir sonraki adımda, ışık alanının kenarında bir hareket… ama baktığında orada kimse yoktu.

---

Kuyunun Dibinde Karşılaşma

Merkez Kuyusu'na ulaştığında, kenarlarında üç madenci vardı. Yüzleri solgun, gözleri ise hiç kırpmadan derinliklere bakıyordu.

Optimus yanlarına yaklaşınca, içlerinden biri boğuk bir sesle, hiç kıpırdamadan fısıldadı:

"Aşağı bakma…"

Ama o bakmadan edemedi.

Kuyunun dibinde, önce ince çizgiler gördü — tıpkı kırık bir camın çatlakları gibi. Çatlakların içinden mor ışık sızıyor, her titreşimde şekilleri değişiyordu.

Sonra, o çatlaklardan bir çift göz belirdi. Gözler, herhangi bir yaratığa ait olamayacak kadar derin ve insana ait olamayacak kadar boştu.

Gözlerin çevresinden, yarı saydam uzuvlar yavaşça uzandı. Her uzuv, havada bükülerek tünelin duvarlarına değdi; değdiği yerde metal anında siyaha dönüyordu.

Bir anlığına, kuyunun dibindeki boşluk genişledi — ve Optimus kendi yansımasını gördü. Ama yansıması, gözlerini mor ışıkla yanıtlayan bambaşka bir versiyonuydu.

Yansıma konuştu:

"Seçim zamanı…"

Kuyunun titreşimi aniden arttı. Madencilerden biri geriye çekildi, ama diğer ikisi hareketsiz kaldı; gözleri artık o mor ışığın aynasıydı.

Optimus'un elini kılıcına götürdüğü anda, bütün ışıklar söndü.

---

More Chapters