Ferkan, Fatih, İstanbul
Ailesinin yemek masasında sağladığı huzur, Ferkan'a büyük bir güven vermişti. Sandığın gücünün sadece bir aile meselesi olmadığını, çok daha büyük sorunları çözebileceğini anlamıştı. Artık sıradan bir tekstil işçisi olarak kalamazdı. İçindeki ses, onu daha fazlasına çağırıyordu.
Ertesi gün, atölyeye gitti. Etrafındaki işçilerin gözlerindeki yorgunluğu, patronunun sesindeki çaresizliği hissediyordu. Bir zamanlar kendisinin de hissettiği duygulardı bunlar. Şirketin iflasın eşiğinde olduğunu biliyordu. İçindeki huzur enerjisiyle, insanların para kazanma hırsının ardındaki asıl korkuyu ve çaresizliği görebiliyordu.
O gece ailesiyle yemekte, aldığı kararı açıkladı.
Ferkan: "Baba, bir şirket var. Bozdoğan Tekstil. İflasın eşiğindeymiş. Hisselerini satın alacağım."
Babası Alişan şaşkınlıkla çatalı elinden düşürdü.
Alişan: "Ne diyorsun sen Ferkan? Bizim o kadar paramız yok ki! Hem o şirketi neden alasın? Bütün uzmanlar batacağını söylüyor."
Ferkan: "Uzmanlar rakamları görüyor baba. Ben insanların kalbini görüyorum. Orada umutsuzluk yok. Sadece, yönlendirilmeye ihtiyacı olan bir huzursuzluk var. Onları yeniden ayağa kaldırabilirim."
Kardeşi Turan alaycı bir şekilde gülümsedi.
Turan: "Sen bir haftadır bize huzur veriyorsun diye, şimdi milyoner mi olacaksın? O koca iş adamları bile altından kalkamıyor bu işin."
Ferkan, bu kez sinirlenmek yerine, sandığın gücüyle kardeşinin içindeki kıskançlığı ve inançsızlığı hissetti. Sakince ona baktı.
Ferkan: "Benim amacım milyoner olmak değil Turan. Ben, dünyanın kaosunu durdurmak istiyorum. Ve bu, küçük adımlarla başlayacak. Bir zamanlar benim de bir hayalim vardı. Onu kaybetmiştim. Şimdi, insanların hayallerini geri vermek istiyorum."
Ferkan'ın sözleri, ailesini sessizliğe büründürmüştü. Onun gözlerinde, daha önce hiç görmedikleri bir kararlılık vardı. Babası Turan, "Peki, ne yapmamız gerekiyor?" diye sorduğunda, Ferkan gülümsedi. Yolculuğu yeni başlıyordu.
Ferkan, Bozdoğan Tekstil'i kurtardıktan sonra, gücünü daha da büyük ve tehlikeli bir alanda kullanmaya karar verecek. Onun misyonu sadece şirketleri kurtarmak değil, dünya barışını sağlamaktı. Bu yolda, en büyük çatışmaların yaşandığı sektöre girmesi gerektiğini anlayacaktı: savunma sanayii.