Ficool

Chapter 9 - umut ışığı

Bazen karanlık öyle uzar ki, insan ışığın varlığına inanmayı unutur. O da öyle bir dönemden geçiyordu… Yorgundu, kırılmıştı ve hayatın ona iyi bir şey sunabileceğine artık inanmıyordu. Her dua, sessizliğe çarpıp geri dönüyordu sanki.

Ama bir gün — kimsenin beklemediği bir anda — dualarından biri karşılık buldu.

Kapkaranlık bir yolun sonunda, güneş gibi bir kız çıktı karşısına: Yaren.

Ne melekti ne kurtarıcı… Ama bir insandı — yumuşacık kalbiyle, anlayan bakışlarıyla, sessiz ama güçlü bir varlık.

İlk kez biri onu dinlemişti… Gerçekten.

Onunla konuşurken acılarını süslemeye gerek yoktu; Yaren, kelimelerin arkasındaki kırıkları bile hissediyordu. Birlikte oturduklarında, sessizlik bile iyileştirici bir şeye dönüşüyordu.

Yaren sadece bir dost değil, bir kardeş, bir omuz, bir sığınaktı.

Onunla tanıştığı gün, kader sessizce yön değiştirmişti.

İlk defa gözyaşları yalnızlıktan değil, birinin anlamasından dökülüyordu

Ama hikâye tek taraflı değildi. Yaren de kendi iç savaşlarını taşıyordu. Onun da kalbi yorgundu, o da sessiz çığlıklar atmıştı bir zamanlar. İki kırık kalp, birbirinin aynası olmuştu. Yaralarını saklamak yerine birbirlerine gösterdiler… Ve işte tam da o anda iyileşmeye başladılar.

Yaren'in sesi bazen bir dua gibiydi:

"Biz birbirimizi bulduk. Karanlık artık eskisi kadar güçlü değil."

Geceler artık daha kısa, sabahlar biraz daha aydınlıktı. Birbirlerine dayandıkça, karanlık geri çekildi; yerini umut aldı. Bazen sadece yan yana oturmak bile yetiyordu. Konuşmasalar da kalpler birbirini anlıyordu.

Yıllarca tek başına karanlıkla boğuşmuş olan kız, ilk defa "biz" diyebildi.

Yaren, onun kardeşi, yoldaşı, sığınağı olmuştu. Ve o da Yaren'in.

İki kırık insan birbirini tamir etti.

Ve belki de bu yüzden, bu dostluk sıradan değildi…

Bu dostluk bir mucizeydi.

More Chapters