Ficool

Chapter 8 - Tanışma Ve Düello

Riven şaşkınlıkla durakladı. Gördüğü manzara karşısında nutku tutulmuştu. Karşısında üç kız ve dört erkek çocuk vardı. Hepsi kılıç tutuyordu.

Darel, ona döndü:

"Şaşırmış olmalısın. Ben artık bir kılıç ustasıyım," dedi gülerek.

Bir kız alaycı bir ses tonuyla konuştu:

"Hocam, bu garip saçlı kişi de kim?"

Riven hafifçe kaşlarını çattı ve gülerek cevap verdi:

"O garip kişi sensin!"

Kız bir anda saldırmak üzere adım attı ama Darel hemen araya girdi:

"Bu kadar yeter, Saire."

Riven içinden düşündü: İyi ki göz bandımı taktım…

Darel konuşmaya devam etti:

"Riven, gel. Yeni arkadaşlarınla tanışacaksın. Artık sen de burada eğitim alacaksın."

"Ne? Hayır! Olmaz!" dedi Riven geri çekilerek.

Darel sert bir sesle bağırdı:

"Riven!"

"…Ah, peki…" diye mırıldandı Riven istemeyerek.

Kızlar sırayla konuşmaya başladı:

"Ben Myra, 12 yaşındayım."

"Ben Saire, 11 yaşındayım."

"Ben Lyssa, 10 yaşındayım. Tanıştığımıza memnun oldum, Riven!"

Riven içinden geçirdi: Demek bana saldıran kız Saire… 11 yaşında ama çok hızlı.

Darel çocuklara döndü:

"Şimdi de erkekler sıra sizde."

Birisi inatla başını çevirdi:

"Söylemeyeceğim…"

Darel sert bir sesle:

"Arden!" dedi.

Arden irkildi:

"Peki hocam… Ben Arden. 13 yaşındayım. Ve… garip saçlı çocuk, merhaba," dedi sırıtarak.

Riven içinden: Yine mi? Olmaz artık… dedi ama hiçbir şey söylemedi.

"Ben Kael, 10 yaşındayım," dedi başka biri.

Arden araya girdi:

"Riven'a öyle demesen iyi olur."

Arden burun kıvırdı:

"Tch."

"Ben Darian, 12 yaşındayım. Tek göz mü? Sıradan biri işte."

Tek göz… Yine mi… Riven içten içe sessiz kaldı.

Son olarak bir çocuk daha konuştu:

"Ben Elian, 12 yaşındayım."

Darel gülümsedi.

"Harika. Herkes tanıştı. Riven, şimdi benimle gel."

"Peki…" dedi Riven isteksizce.

Darel, kılıçların olduğu tarafa yürüdü.

"Şuradan bir kılıç al."

Riven içinden geçirdi: Bu ihtiyar ne planlıyor acaba? Yoksa düşündüğüm şeyi mi?

"Kael, sen de gel," dedi Darel. "Düello yapacaksınız."

"Ne?!" diye bağırdı Riven. "Kafayı mı yedin ihtiyar?! Ne düellosu, neden böyle bir şey yapayım?!"

Herkes Riven'a döndü.

Darel sakince:

"Sadece savaş gücünü görmek istiyorum."

"…Sadece gücümü mü? Pekâlâ."

Kael gülümsedi:

"İyi bir savaş olsun."

Riven göz bandını yokladı:

"İyi maç olsun…"

O da benim yaşımda. 10 yaş… Bir şey olmaz, diye düşündü.

Fakat Kael bir anda bağırarak saldırdı:

"SENİ ÖLDÜRECEĞİM, PİSLİK YARATIK!!"

Riven'ın gözleri açıldı. Öldürmek mi?! Bu sıradan bir düello değil miydi?!

Darel ne olduğunu anlayamadan geride kalmıştı.

Kael tekrar tekrar bağırıyordu:

"Öldüreceğim! ÖLDÜRECEĞİM!"

Bu sözler Riven'ı kasabadaki çığlık dolu anılarına götürdü.

"LANETLİ ÇOCUĞU VERİN!"

"ANNESİ ÖLDÜRÜLDÜ!"

"Riven yaşamak zorundasın…"

İblisin sesi fısıldadı:

"Öldür onu… Annen bir şey yapmamıştı. Sen de mi yapmayacaksın, Riven?"

Riven'ın gözleri kızardı.

Evet… Öldüreceğim… Güç bu demek…

Bir anda zaman durmuş gibiydi. Riven Kael'in kılıcını elinden aldı, onu tam kalbine doğru savurdu.

O sırada sadece iki kişi Riven'ın ne yaptığını fark etmişti.

Tam vuruş gerçekleşmek üzereyken Riven durdu. Nefes nefese kalmıştı.

Kendine geldiğinde Kael hâlâ şaşkın şekilde ona bakıyordu…

More Chapters