Ficool

Chapter 1 - 1. Bölüm – Valina ve Orman

Benim adım yoktu. Yetimhanede bana "Valina" derlerdi, ama sesleri hep uzaktı, soğuk ve yabancı. Sanki bir yük gibiydim; görünmez bir ağırlık, kimsenin almak istemediği bir fazlalık. Annem babam kimdi, bilmiyorum. Hatırladığım tek şey, geceleri göğsümde hissettiğim boşluktu. Sanki içimde eksik bir parça vardı; ne adını koyabiliyor, ne de yok sayabiliyordum.

On iki yaşındaydım. Okul benim için bir savaş alanıydı; sessizliğin, hayır diyememenin, her küçümsemeyi içine atmanın savaşı. Koridordan geçerken fısıldaşan sesler, sıralardan bana bakan gözler… Her bakış, beni bir kez daha küçültüyor, varlığımı silikleştiriyordu. Birinin defterimi düşürmesi, saçımı çekmesi… İçime attım. Gözyaşlarımı sakladım. Ağlamanın işe yaramadığını öğrenmiştim.

Kalbim kırılmıştı. İçimde hâlâ küçük bir kız vardı; sevilmek, korunmak, fark edilmek isteyen bir parça. Ama kimse görmedi. Yatakhane koğuşunda ışıklar söndüğünde yan yataklarda fısıldaşan sesler vardı; bana ise bakılmazdı. Sessizce nefesimi dinledim, kendi küçük dünyama sığındım.

Bazen geceleri, camdan gökyüzüne baktığımda, içimde bir kıpırdanma hissederdim. Sanki bir çağrıydı bu; sözlerle değil, sadece derinlerde hissettiğim bir titreşim, bir uyanış. Anlam veremezdim ama her geçen gün, o his biraz daha güçleniyordu.

Bir gün okul çıkışıydı. Hava griydi, bulutlar gökyüzünü kaplamıştı. Çocuklar bahçede koşup gülerken ben duvar kenarından yürüyordum. Çantam omzumdan kaydı, defterlerim düştü. Koşuşturanlardan biri üzerine bastı, kâğıt parçalandı. Kahkaha attı. Ses çıkarmadım. Eğilip defterimi topladım. İçimde garip bir sıcaklık yayıldı; kalbim hızlı hızlı atıyordu.

Adeta bir çekim vardı içimde, hissettiğim ama göremediğim bir şey. Orman… beni kendine çağırıyordu. Yavaşça adım attım, sonra fark ettim: ayaklarım kendi kendine hızlandı. Koştum, taşlar altında yankılandı adımlarım. Rüzgâr yüzüme çarptıkça içimdeki sıcaklık dalga dalga yayıldı.

Dönüşüm başladı. Bedenim titredi, kaslarım yanıyormuş gibi acıdı. Dizlerim kaydı, kalbim sıkıştı. Sanki her hücrem değişiyordu. İçimdeki güç bir yankı gibi hareket ediyor, bedeni zorlayarak uyanıyordu. Gözlerim karardı, nefesim kesildi, ama bir şekilde ormanın derinliklerine doğru sürüklendim.

Ağaçların arasında hızla koştum. Yapraklar saçlarımı okşuyor, rüzgâr tenime çarpıyordu. Acı bittiğinde, nefesim ağır ağır normale dönmeye başladı. Etrafıma baktım; su birikintisinin üzerinde yansıyan görüntüme gözlerim takıldı. Kendi halimi gördüm: beyaz, güçlü, zarif. İçimde hissettiğim ama göremediğim o varlık… işte oradaydı, bedenimle bütünleşmişti.

Bölüm, suyun üzerinde yansıyan o görüntüyle ve Valina'nın derin bir nefes almasıyla sona erdi. Orman sessizdi, rüzgâr uğulduyordu ve geleceğin sırları, o anın içinde gizliydi.

More Chapters