Ficool

Chapter 49 - YAN YANA ATEŞİN İÇİNDE

Hazal'ın Anlatımı

Depoya adım attığımız an, içimdeki bütün korkuların üzerini tek bir duygu örttü: kararlılık.

Boran yanımdaydı. Elini sımsıkı tutuyordum, sanki elimden kayıp gitmesin diye. Gölgeler arasında ilerlerken nefesimi bile duymamaya çalıştım.

Birden ışıklar yandı. Kör edici bir aydınlık… Ve ardından Cemal'in kahkahası.

"Hoş geldiniz," dedi alayla. "Demek aşkınız sizi buraya kadar getirdi. Birlikte ölmek için daha iyi bir yer seçemezdiniz."

Silahlar doğrultulmuştu. Adamları etrafımızı sarmıştı. Kalbim deli gibi çarpıyordu. Ama Boran'ın yanımdaki varlığı bana cesaret verdi. Dudaklarımı ısırdım, silahımı kaldırdım.

Boran yanıt verdi, sesi buz gibi keskin çıkıyordu:

"Cemal… Sen benim kanıma dokundun. Şimdi ben de senin nefesini keseceğim."

O an kurşunlar havada yankılandı. Çatışma başladı. Kulaklarım uğulduyordu, barut kokusu ciğerime doluyordu. İlk kez ateş ettim. Ellerin titremesine rağmen tetiği çektim. Ve karşımda bir adam yere yığıldı.

Boran bana baktı, gözlerinde şaşkınlıkla gurur vardı. "Aferin," dedi fısıldar gibi. Ama ben kendimi güçlü hissetmiyordum. Midem bulanıyordu. Buna rağmen geri adım atmadım. Çünkü yanımda Boran vardı.

Boran'ın Anlatımı

Hazal'ın silahı ilk kez ateşleyişini gördüm. İçim paramparça oldu. Onun elleri kana bulaşmasın isterdim. Ama aynı anda gururlandım da. Çünkü o, artık benimle aynı cephedeydi.

Kurşunlar birbirini kovalarken gözüm hep onda oldu. Ona yaklaşan her gölgeyi ben vurdum. Çünkü bir an bile onsuz kalmayı göze alamazdım.

Sonunda Cemal ortaya çıktı. Elinde silah, gözlerinde delilik vardı. Hazal'a doğrulttu. Kalbim duracak sandım.

"Onu koruyabileceğini mi sandın Boran?" diye bağırdı. "Senin zayıflığın o kadın!"

Tam tetiğe basacakken Hazal öne çıktı. Gözlerinde korku yoktu, sadece alev vardı. Silahını Cemal'e doğrulttu.

"Ben zayıflık değilim. Onun gücüyüm."

Kurşun sesi yankılandı. Cemal yere yığıldı. Sessizlik oldu.

Hazal'ın Anlatımı

Ellerim titriyordu. Gözlerim yaşlarla doluydu. Boran yanıma koştu, silahımı yavaşça ellerimden aldı.

"Hazal…" dedi kısık bir sesle, alnını alnıma yasladı. "Senin kalbine bu yükü koymak istemezdim. Ama bugün gördüm ki… sen benim sadece sevgim değil, kaderimsin."

Gözyaşları içinden gülümsedim.

"Boran… Seninle aynı karanlığa düştüm. Ama sen yanımdayken korkmuyorum. Çünkü biliyorum, bu ateşten birlikte çıkacağız."

Ve o an anladım… Biz artık sadece sevdalı değil, aynı savaşın iki yarısıydık.

More Chapters