Ficool

Chapter 48 - HESABIN BAŞLANGICI

Boran'ın Anlatımı

Cemal'in kurşunu göğsümü sıyırıp geçmişti, ama o acı bana bir şey öğretti: Onun niyeti sadece beni öldürmek değildi. Hazal'a dokunmak istiyordu.

Bu düşünce, kanımdan daha hızlı damarlarımda dolaştı. Eğer Hazal'a bir şey olursa… dünya yanardı.

Adamlarım Cemal'in saklandığı depoyu bulmuştu. Ama ben hâlâ yaralıydım. Normalde böyle bir durumda gitmezdim. Plan kurar, pusular hazırlatır, soğukkanlı beklerdim. Ama bu kez başka bir şey vardı. Çünkü Hazal geri çekilmemişti.

O gece saklandığımız evin loş ışığında, harita masanın üzerindeydi. Adamlarım anlatıyordu, ben dinliyor gibi yapıyordum. Gözüm hep Hazal'daydı.

O, haritanın başına geçti. Gözleri ışıl ışıldı ama aynı zamanda sertti. Elini depoyu işaret ederken sesi titremedi:

"Cemal oradaysa, oraya gideceğiz. Onu saklandığı yerde vurmalıyız. Yoksa peşimizi bırakmayacak."

Bir an sustu, bana baktı. Sanki kalbimden geçenleri okur gibi:

"Boran… bu savaş sadece senin değil. Benim de. Çünkü beni öldürmek isteyen adamın karşısına çıkmazsam, hep arkana bakmak zorunda kalırsın."

İlk kez böylesine kararlıydı. İçimdeki öfke ve gurur birbirine karıştı. Elimi uzattım, yüzünü okşadım.

"Hazal… Senin eline kan bulaşsın istemiyorum."

Ama o, gözlerimin içine bakıp şu cümleyi kurdu:

"Boran, kan çoktan üzerimize bulaştı. Ben seçmedim belki ama seninle birlikte yaşıyorsam, bu dünyanın içinde nefes alıyorum. Ya yanındayım ya da hiçim."

O an dizlerimin bağı çözüldü. Onun sevgisi benden bile güçlüydü.

Hazal'ın Anlatımı

Planı birlikte yaptık. Boran'ın adamları şaşkındı, çünkü ilk kez masada ben de vardım. Ama umursamadım. Onlara değil, Boran'a bakıyordum. Onun gözlerinde ilk defa aynı seviyede durduğumu gördüm. Artık sadece korunan bir kadın değil, onunla yan yana savaşacak bir eş olmuştum.

Gece yarısı yola çıktık. Depo sessiz görünüyordu ama biliyordum: İçeride fırtına kopuyordu. Silah elimdeydi, ama kalbim benden daha gürültülü atıyordu. Boran yanıma eğildi, fısıldadı:

"Korkma. Ben yanındayım."

O an cesaretim toplandı. Başımı salladım. İçimde tek bir düşünce vardı: Eğer bu gece biterse, onunla birlikte bitirecek.

Depoya adım attığımızda, karanlık bizi yuttu. Ve ben anladım ki, artık geri dönüş yoktu.

More Chapters