Ficool

Chapter 1 - Bolum #1

Işığın dünyanın evlatlarını kutsamasına 3 gun kaldı

Güneşli bir günde, alarmımın kulaklarımı sağır etmesiyle uyandım. Saat 7:30'du. Okulun başlamasına yarım saat vardı. Okula hazırlanmadan önce biraz kendimden bahsedeyim.

Ben Arda. Lise son sınıf öğrencisiyim. Orta gelirli bir ailede doğdum ama buna rağmen özel bir okulda okuyorum. Sıyah saclarım ve koyu kahverengı gozlerım ıle aynı anneme benzıyordum. Ailemle aramda bir problem yok; normal, mutlu bir hayatım var. Biraz da sevgilimden bahsedeyim. Adı Esma. Kendisi kahverengı gozlu sarısın bırısı zengin bir aileden geliyor ama son zamanlarda "işlerim var" diyerek buluşmalardan kaçıyor. İki yıldır birlikteyiz. Eski arkadaşlarım "Seni aldatıyor" dese de kanıt bulamadığım için onları hayatımdan çıkardım.

Hazırlanma zamanı gelmişti. Soğuk bir duş aldıktan sonra beni aşağıda bekleyen Emre'nin yanına indim. Emre en yakın arkadaşlarımdan biridir. O da benimle birlikte lise sona gidiyordu. mavı gozlerı ve sıyah sacları ıle yakısıklı bır yuzu vardı

Okula doğru yürürken Emre,

"güneşli bir gün gördüğümüz için şanslıyız. Umarım çıkışta yağmur başlamaz," dedi.

O an aklıma sınıfa yeni gelen kız geldi.

"Yağmur dedin de… Bizim sınıfa dün Yağmur adında bir kız geldi. Sen hasta olduğun için görmedin," dedim.

"Üç gün gelmedim, hemen yerime başkasını almışsınız," diye dalga geçti.

Aslında Emre'nin sevgili işleriyle pek arası yoktu ama son zamanlarda Esma'ya aşırı dikkat ediyordu. Galiba o da aldatma söylentilerine inanmıştı.

Biz konuşurken okulun yanındaki gül dükkânına gelmiştik. İçeri girip bir buket gül aldım; bugün Esma'ya sürpriz yapmak istiyordum. Emre çiçekleri görünce göz devire devire okula girdi.

İlk ders edebiyattı. Her zamanki gibi Aslan Hoca derse girmişti. Edebiyatı sevmesem de hocayı severdim; bana hep yardımcı olurdu. Derse baktığımda Esma yoktu. Son zamanlarda yeni üçlü arkadaş grubuyla dersleri asmaya başlamıştı. Yeni gelen Yağmur da onların arasındaydı. Önceden gruplarında başka biri vardı ama Yağmur gelince onu aralarına almadılar. Muhtemelen Yağmur'un daha varlıklı olması yüzünden.

Bunları düşünürken göz kapaklarım kapanmaya başladı. Neyse ki Aslan Hoca sınıfta uyumaya izin veriyordu.

Gözlerimi açtığımda ikinci ders bile bitmişti. Emre'ye Esma'nın gelip gelmediğini sordum; başını olumsuz anlamda salladı. Kantine indi, ben ise kızlar tuvaleti tarafına gidip Esma'yı aramak istedim.

Merdivenlerden inerken kızlar tuvaletinin yanından bir ses geldi. Gizlice baktığımda bir çiftin öpüştüğünü fark ettim. Rahatsız etmemek için geri dönecekken kızın Esma olduğunu gördüm. Kalbim deli gibi atıyordu. Emin olmadan tepki veremezdim. Yavaşça yaklaştım. Evet… Esma'ydı. Yüzü korkmuş bir şekilde bana bakıyordu. Çocuk ise okul müdürünün oğlu Ahmet'ti. Cılız, dokunsan kırılacak tipten.

Dayanamayarak Ahmet'in üstüne atladım. Az önce sınıfta sakin sakin uyuyan ben, nasıl bu hale geldim bilmiyorum. Çevredeki çocuklar beni ayırırken Ahmet'in yüzünün yamulduğunu gördüm. Onu revire götürdüler. Beni ve Esma'yı ise müdürün odasına çıkardılar.

Müdür, her okulda gördüğünüz tip: kel, göbekli, kısa boylu. Öğretmen olayları anlatınca küplere bindi. Sonrasında Esma'ya döndü:

"Olay neydi?"

Esma hiç utanmadan,

"Ahmet'le konuşuyorduk. Arda geldi, durduk yere Ahmet'i dövmeye başladı. Ayırmaya çalıştım, beni itip yere düşürdü," dedi.

Yalanın bu kadarı… Kolunda çizik bile yoktu ama "morarmak üzere" diye gösterip ağlamaklı numaralar yaptı. Müdür onu revire gönderip bana döndü:

"Okuldan atıldın. Başka bir okulda iyi şanslar. Yine de seni disipline vermiyorum ama bir daha bu okulun yakınından geçmeyeceksin."

Disipline vermemesinin sebebi belliydi: Oğlu intikam almaya kalkacaktı.

Çantamı alıp okuldan çıktım. Yolda Emre ve birkaç arkadaşım bana yetişti. Her şeyi anlatınca bana hak verdiler. Tam o sırada Ahmet'in "koyun sürüsü" olan tayfası belirdi. Niye geldikleri belliydi; revirde Ahmet bunlara "Arda'yı dövün" demişti. Ama beklemedikleri bir şey oldu: Arkadaşlarım yanımdaydı ve hepsi yapılı çocuklardı. Koyun sürüsü geldikleri gibi dönüp kaçtı.

Keşke Ahmet'in o anki yüzünü görebilseydim…

Yavaşça evin yoluna dönerken bir sorun vardı: Evdekilere okuldan atıldığımı nasıl söyleyecektim?

Tam bunu düşünürken gök gürledi ve yağmur başladı. Emre'nin korktuğu başıma gelmişti. Bir bakkala girdim, yağmurun dinmesini bekledim.

Yaklaşık yirmi dakika sonra kapıdan içeri görmeyi hiç beklemediğim biri girdi: Rex.

Rex benim sanal arkadaşım. Yurtdışında yaşıyor — yani Azerbaycan'da ama "yurtdışı" deyince daha havalı oluyor, bence de haklı. İlerde psikoloji okumak istiyor, sürekli şaka yapan rahat bir tip. yesıl gozlerı ve sarı sacları ıle yakısıklı bır tıp ama kendısıne sorsak cırkın oldugunu soyluyor bunu neden soyledıgını halen bılmıyorum

Ama Rex'in burada ne işi vardı?

Beni görünce sıcak bır gulumseme ıle bana sarıldı. Okulda olduğumu sanıp evime doğru gelirken yağmura yakalanmış. Kendısı degısım ogrencısı olarak turkıyeye gelmıs bana bır kac hafta bızım evde kalıb kalamayacagını sordu bende annemlerı arayarak onlara haber verdım annemlerın onayı ıle eve dogru yola cıkdık. Yolda ona her şeyi anlattım. Eve vardığımızda "O zaman ben de özel okuldan vazgeçeyim, seninle devlet okuluna geleyim," dedi. Bu beni rahatlatmıştı.

Evde ailemle tanıştırdım, odada sohbet ettik. Derken kapı çaldı; babam ve Emre geldi. Yemek yerken Emre ve Rex bir anda,

"Arda bugün okuldan atıldı,"

dedi. Sizi lanet İhanetçiler…

Her şeyi anlattım. Babam "Zaten para yuzunden çıkaracaktık pek bır sey fark etmedı... ee? cocugu ıyı benzetdın mı-" diyecekken annem kaşığı kafasına geçirdi. Babam hemen ciddileşip,

"Tabii ki dövmek yanlış, asla yapma,"

dedi. Annem mutfağa dönünce fısıldadı:

"Az bile yapmışsın o hergeleye."

bız gülünce annem gelip,

"Neye gülüyorsunuz? Adam dövmek çok doğruymuş gibi? Donun önünüze, yemeğinizi yiyin,"

diye hepimizi susturdu.

Gecenin sonunda Emre gitti. Rex'le odaya geçtik. Cızım yapan Rexe donub

"Sana ne oluyor? Bir anda doğrucu meleğe döndün. Normalde yalanların kralısın," dedim.

Rex hemen bahaneler üretmeye başladı. Bununla ugrasamıycak kadar yorgundum hemen yataga atladım

Uyumaya çalışırken aklımda şu soru dönüyordu:

Esma beni kaç kere aldattı? o cocuklara ınanmalıydım tam bır aptalım nasıl bu kadar kor ola bıldım madem benden sıkıldı… neden ayrılmak yerine arkamdan iş çevirdi?

Düşünceler zihnimi boğarken yavaş yavaş uykuya daldım

More Chapters