Ficool

Chapter 3 - bölüm 3

Rüzgâr bir melodi taşıdı — ince, iğneli ve delici. Flütün sesi önce bir nota, sonra bir cümle oldu; cümle sokaklarda fısıldanırken kulaklar alışılmadık bir huzursuzluk hissetti.

> Flüt (uzaktan, tekdüze bir şarkı):

"Zalimler yanımda kalsın, iyi olan yok olsun;

Masum ezilsin, krallar en çok acı çeksin."

Notalar taşların arasına süzüldü. İnsanlar durdu, bazıları kulaklarını kapadı; kimi çocuklar titreyerek annelerine yaklaştı. Sonra ufukta bir kıpırtı başladı — denizin ötesinden, karanlığın içinde bir hareket. İlk başta bir rüzgar dalgası sandılar; sonra o hareket çöktü, bölük bölük yürüyen bir gölge seli gibi kıyıya vurdu.

> Dayv (kulağını melodiye çevirerek): "Bu ne perhiz? Bu melodi insan sesi değil."

Artir (sıkışmış bir tonda): "İnsan değil. Bilinç taşıyor, niyet taşıyor. Uzakta bir çağrı — ve çağırdığı şeyler geliyor."

Gölgelik kıyı hattından ilk gruplar çıktı: uzun, kıvrak, adeta gölgeler gibi bükülen bedenler; tek tek değil, dalga dalga. Ayaklarının sesi değil, toprağı boğacak bir uğultu vardı. İlk çığlıklar yükseldi.

Dayv hemen komut verdi, sesi taş gibi sert:

> Dayv: "Hat kurun! Sokakları tıkayın! Ateş hattı kurun, alçak yerler kapanacak!"

Artir soğukkanlı, emirleri nizami:

> Artir: "Okçular yükseğe! Çocukları içeri! Kadınları güvene taşıyın! Kimse panik yapmasın!"

Askerler koştu, Dayv bir an için durup etrafına baktı; gözleri askerlerin yüzlerinde umudu aradı. Bir genç subay titreyen nefesiyle yaklaştı:

> Subay: "Komutan Dayv… sayıları çok fazla. Nefesleri… havayı dolduruyor."

Dayv gürledi, bir liderin sesiyle:

> Dayv: "Çok olmaları korkutmasın! Çokluk bizi ezmemeli, çokluk bizi göstermeli. Her adımınız bir duvardır şimdi! İleri!"

Artir sessizce iki askere yaklaşarak kısa, net talimatlar verdi:

> Artir: "Okçulara söyleyin: hedef taşlı parçacıklara yönelmesinler, sadece kümeyi bölün. Mızrakçılar kapıları kapatsın; panikse bile düzenimiz bozulmasın."

Askerler, Dayv'in sesiyle doğruldu; bir kıvılcım belirdi gözlerinde — korku vardı, ama arkasında bir ateş daha güçlü: güven. Dayv ve Artir'ın komutu, yüzlerce insanın omuzlarına bir yük değil, bir amaç yükledi.

Canavar sürüleri sokaklara döküldü. İlk çarpışmalar kısa, keskin oldu. Dayv kılıcını savurdu; hareketleri çabuk, acımasız ama etkili. Artir'in zırhı ışığı yansıtıyordu; darbeleri ölçülü, her hamle birinin yolunu açıyordu. Askerler, komutanlarının ritmine uydu; bir çember, bir perde örülmüşçesine şehri savundular.

> Dayv (savaş esnasında bağırarak): "Sağ kanat, bas! Arkadan destek verin! Arkasını kollayın!"

Artir (soğuk ama net): "Okçulara vur emri! Göz hizasına nişan almayın, gövdeleri parçalayın!"

Birkaç sokak korunabildi; insanlar gemilere taşındı, bazıları dar pasajlara saklandı. Dayv bir an durup askerlerine baktı — hepsinin yüzü şokta ama dikti. O yüzlerde bir anlık gurur parladı: komutanlarının verdiği umut, onları ayakta tutuyordu.

Tam umut dalgası biraz yükselmişken, flütün sesi daha da dokunaklı bir hal aldı. Notalar bir çağrıdan öte, düzeni bozan bir işaret gibiydi. Bir grup gölge, dar bir aralıktan içeri sızdı; biri yere pençesiyle vurdu ve toprak bir anda çatladı.

Toz kalktı, sonra yaratığın pençesi küçük, parlak bir şey çıkardı — taşlar, grup halinde duruyordu; içlerinden soğuk, titreyen bir ışık sızıyordu. Taşların yüzeyi canlıymış gibi titreşti. O anda herkesin nefesi kesildi.

> Asker (yüksek sesle): "Taşlar! Orada! Toplayın—"

Dayv: "Hayır! Parçalayın! Ateş edin! Bütün toplu taşları hedef alın!"

Oklar havaya çıktı, mızraklar fırladı; birkaç taş çatladı ve kıvılcımlar saçtı. Ama taşlardan yayılan enerji — bir dalga halinde — etrafa yayıldı. Etraftaki hava yoğunlaştı; insanlar göğüslerine bir ağırlık, bir sıcaklık hissetti.

Artir sinirle bağırdı:

> Artir: "Geri çekilin! Taşı tutanı çekin! İnsanları uzaklaştırın!"

Dayv, komutlarıyla askerleri organize etti: çocukları kapatın, yaşlıları taşıyın, emri ver — ama taşların yaydığı şey suyla bile bastırılamıyordu; sanki ateşi çağıran bir işaret gibiydiler. Bir taş daha patladı; küçük kıvılcımlar birleşti, bir ısı dalgası göründü.

> Dayv (kısık ama keskin): "Bu bir ateş değil! Bu… bir çekim! Uzaklaşın!"

Isı birden yükseldi — önce bir sokağı kavurdu, sonra bir dizi depoyu. Halatlar çatladı, direkler kırıldı; yanıcı maddeler çabuk tutuştular. Askerler insanları sürmeye, gemi halatlarını çözmeye çalıştı; Dayv bir grup arcılıyı geriye itti, Artir bir çocuğu koltuğuna aldı ve gözüne kestirdiği bir tekneye doğru koştu.

> Artir: "Hızlı! Halatlar! Halatlar çözülsün! Gemileri açın!"

Dayv: "Yapın! Kimseyi geride bırakmayın!"

Umut hâlâ varmış gibi görünüyordu — en azından birkaç dakika. Dayv, askerlerine arkasını dönüp son bir kez baktı; onların gözlerinde onun verdiği umutla birlikte kararlılık parlıyordu. Her biri kendi adını, köyünü, sevdiklerini fısıldadı içinden; Dayv'ın komutları bir umut manifestosu olmuştu.

Derken taşların enerjisi kontrolden çıktı. Parıltılar birleşti, yoğun bir sütun halinde göğe doğru yükseldi; bir an için hava titredi. Göz gözü görmez oldu. Dayv, Artir'a bağırdı:

> Dayv: "KORKUN! HERKESI KORU! ŞİMDİ!"

Artir, son sözünü askerlerine verdi, sesi bir dua gibi:

> Artir: "Koşun! Hayatta kalın! İnsanları taşıyın! Yaşamak bir görevdir!"

Ve tam o anda — taşların birleşen enerjisinin zirveye ulaştığı o an — bir patlama dalgası koptu. İlk önce bir ışık, sonra bir ısı, ardından bir güç; tüm liman bir an için göğe doğru fırlatıldı gibi hissettirdi. Ahşap, tuğla, halat, kumaş — her şey alevle birlikte yükseliyor, dönüyor, kopuyordu.

Dayv ile Artir, askerleriyle birlikte son bir koridor açmaya çalıştılar; Dayv bir hamleyle paralelinde kalmayı seçti, Artir ise bir grup anne ve çocuğu gemiye taşıdı. Ama taşların yaydığı o son, sefil güç her şeyi ezdi: alev sütunu bir anda her tarafa yayıldı.

Askerler, Dayv'ın sözünü hatırlayarak koştular; birçoğu kaçtı, birkaç kişi kurtardı; ama merkezden yayılan enerji, ne savunma hatlarını ne yürekleri dinledi. Her şey bir an için parlarken, sahne — o son alev çığlığının ortasında — donar.

Patlama görüntüsüyle birlikte liman şehri bir anda yok olur; alev, duman ve çığlıkların senfonisiyle sahne kesilir.

More Chapters