Gölge Işığı
Bölüm 1: Kızıl Gökyüzü
Karanlık ormanın derinliklerinde, kimsenin bilmediği gizli bir dünya saklıydı. Bu dünyada, sıradan insanların hayal bile edemeyeceği güçlere sahip gençler yaşıyordu. Bunlardan biri de 16 yaşındaki Ela'ydı. Ela, Gölge Işığı denilen eski ve nadir bir güce sahipti.
Bir gece, kasabanın üzerine ansızın kızıl bir gökyüzü çöktü. Ela, küçük evinin penceresinden dışarı baktığında, ormanın derinliklerinden gelen esrarengiz fısıltılar duydu. Sanki rüzgarın içinde gizli kelimeler vardı.
Kalbi hızla atmaya başladı. Bu sıradan bir gece değildi. Ela, yıllardır sakladığı gücünü ilk kez kullanmak zorundaydı.
Cesaretini toplayarak ormana doğru yürüdü. Gökyüzü hâlâ kızıl, rüzgar hafifçe uğuldayordu. Ağaçların arasından geçen gölgeler sanki canlanmış gibiydi, Ela'nın etrafında dans ediyordu.
Birden, yerde eski ve parlayan bir taş fark etti. Taş hafifçe ısınıyor, içinden yumuşak bir ışık yayıyordu. Ela onu eline aldı. O anda, içindeki Gölge Işığı daha da güçlendi.
"Bu taş benim geçmişimle bağlantılı olmalı," diye düşündü.
Tam o sırada, ormanın içinden siyah kanatlı devasa bir yaratık belirdi. Yaratık hızla Ela'ya doğru uçtu.
Korku ve heyecanla, Ela güçlerini kullanarak kendini korumaya çalıştı. Gölge Işığı parladı, gölgelerden ışık fışkırdı ve yaratık geri çekildi.
Nefes nefese kalan Ela, hayatının artık asla eskisi gibi olmayacağını anladı. Çünkü bu gece, sırlarının ortaya çıkışının başlangıcıydı.
Kasabaya dönerken içinde yeni bir kararlılık vardı. Artık gücünü saklamayacaktı. Çünkü kader onu çok daha büyük bir savaşın içine sürüklüyordu.