Ficool

Chapter 2 - SIRADAN BİR HAYAT 2

Çay yaptım ve plastik bardaklara doldurdum. Telefonda oyun oynayarak vakit geçirmeye başladım. Çünkü ben tam bir oyun bağımlısıydım. Ve tonlarca para atmıştım. Miktarı söylesem gülersiniz bu yüzden bu bende kalsın. Sadece samimi olduklarımla paylaştığım bir sır. Ve onların da açığa vermeyeceğine çok eminim. Yenilgiden nefret ederim bu yüzden tam odak oynamaya başlarım. 

''Yiyecek bir şey alda yiyelim.'' dedi gülümseyerek. O sırada oyun oynuyordum ve çok da cümleyi kavrayamadım. Sinirlerim direk tepeme çıkmıştı ama oyunu kapatıp ayağa kalktım. İçimden söverek söyledim. ''Ne istiyorsun?'' 

''Sen ne yiyeceksin?'' 

Hep kek derdim çünkü ucuz. ''Kek alırım 2 tane.'' 

Çıktım ofisten ve iki kek kapıp kasaya doğru gittim. Normalde kendi kasandan geçirmen yasak olurdu ama benim arkadaş boş durmamak için toplu duran yeri de bir şeyler yapardı. Ve uzaktaydı. Onun biraz kulaktan sıkıntısı vardı. Bağırsam da duymazdı. İki saniye de kendim geçerim diye düşündüm. 

Ama bir şeyi unuttum. Bölge sorumlusu direk o an içeri girdi. İçimden donuk bakışlarla söyledim. 

''Sıçtık.'' 

Daha yeni bununla ilgili koca metin paylaşılmıştı ve bir de onun üzerine onun beni görmesi. 

''Kolay gelsin. Ürünleri kendine mi geçiyorsun?'' 

''Vay! Hoş geldiniz! Müdürüme geçiyorum.'' 

''Hım. Anladım. İçeride mi?'' 

Yok cebimde. Soruya bak. ''Aynen.'' 

Diğer arkadaşımı gördü ama mağazayı böyle görünce sinirlenmedi sanırım. Çünkü iş güç yoktu. Her şey en ince ayrıntısına kadar hallolmuştu. 

Bir şey bulamayınca sepete baktı. Bu sırada müdürüm kameradan görmüş olmalı içeri gelip onu karşıladı. 

''Satmayan ürünleri transfer kesebilirsin.'' 

İş yoktu ve transfer kesmek kolay olacaktı. Ben ürünleri içeri götürürken yanlarından geçtim bu sırada bana söyledi. 

''Arkadaki kasaları getirir misin?'' 

Getiremem, derdim ama bunu yapmak zorundayım. Kasaları deponun bahçesinden aldım ve transpalet ile kasanın yanına kadar getirdim. Ardından bizim Bölge sorumlusu içeriye geçmişti. 

Müdürüm diğer kasadaydı ve ona eli işareti yaptım. ''2 dakika gidiyorum.'' 

''Nereye?'' 

''Konuşacağım.'' 

''Saçmalama bunu ona söyleme.'' 

Yürüdüm ve onu dinlemeden içeriye gittim. Kızmıştır ama b.s kabul ederse kendime daha çok vakit ayırabilirdim. 

İçeri girdiğimi görünce dik bakışlarıyla söyledi. ''Yardım etmiyor musun?'' 

Direk cevapladım. ''Sizle bir şey konuşacağım.'' 

Şaşırmadı. Eliyle tabureyi gösterdi. ''Otur.'' 

Oturdum ve dik bakışlarımla söyledim. ''Diyelim ki 7 saatlik bir işi 1 saatte yapan biri var. Ve kim gelirse gelsin bu işi 7 saatten önce yapamaz. Ama diyelim ki yine biri yaptı üstün bir iş kabiliyeti ile. Bu kişi 1 saatlik iş sonrasında ben gidiyorum mesaim bitti dese ve 7 saat çalıştığını göstermenizi istese, bunu yapar mıydınız?'' 

Bana öylece bakıyordu. Biraz saçma geldi derdim ama biraz ne kelime. ''Ne demek istiyorsun?'' 

Direk dedim. ''Bugün mal vardı değil mi? 8 palet geldi bir de. Ama depo da ne mal görüyorsun ne de kontrol edilmemiş ürün. Bunu ben yaptım. Ve nerden baksan 7 saatlik bir iş yapmış bulundum. Şimdi çıkıp eve gitmek istiyorum ama beni tam vardiya olarak gösterebilir misin?'' 

Şaşkındı ama bu yetenek kısmından düşünmedi. 

''Listede çıkman gereken saatte çıkarsın.'' 

O an anladım. Bu kadar aptal olamazdın. Tabii ki bunu artık b.s'ye açmıştım ve birilerine bundan bahsedebilirdi. İnanmıyor gibi gözükse de mağaza her şeyi söylüyordu. 

Yine bir şey çıkmadı ve ben evime saat 5'te gittim. B.s saat 3 gibi ayrılmıştı ve müdürde bana ayıp olmasın diye 5'ten sonra çıkardı. Ama içimden keşke yapmasaydım diyorum. Çünkü iyiliğin karşılığını vermek üst kademe insanlara göre değildi. 

Hemen bir edit yapmalıydım çünkü buna ilgimi toplamıştım ve iki üç tanesini çoktan paylaşmıştım. Aylar sonrasında çok takipçim olur gibisinden güzel editler çıkarıyordum. Daha çok insanları gaza getirecek oyun karakterleri editleriydi. 

Edit yeteneklerim olsa da profesyoneller gibi değildim. Ama amatörde değildim. 

Bir editim yaklaşık 4 saat sürüyordu. 25 saniyelik bir video en az bu kadar sürüyordu. Her bir sahnenin yüksek kalitede olması için yüksek kalite de ses ve videoları kullanıyordum. Kullandığım program daha iyi yaptığında mükemmel çözünürlük elde ediyordum. Hayalimde ise bir çizer, ressam olma şeyi vardı ve bu hayalimi tam 20 yaşımda keşfetmiştim. Şu an bu yaşı geçtim ama, yine hayalim değişmedi. Ama bunun için vaktim yok. 

Editim bittiğinde saat 9'u geçiyordu. Yatağıma uzanıp telefonu elime aldım. Sonra aklıma koyu tenli bir kısım insanın aptallıkları geldi. 

Bu ırkçılık değildi. Ama gözlemlediğim kadarıyla sadece bu koyu tenlilerin yaptığı hareketlerdi. 

Yarın yine sabahçı olmanın verdiği hissiyat ile boşluğa girmiştim. Yatağa uzandım. ''Yarın iş var. Of.'' 

More Chapters