Ficool

Chapter 2 - Maeve

Bölüm 2

Iggy cevap vermedi. Sanki kadının sesini inceliyormuş gibiydi. Kadın silahı sert bir şekilde Iggy'nin kafasına ittirdi.

- Sana bir soru sordum sürtük!

Iggy içini çekerek arkasına dönüp soğuk bakışlarla kadına baktı. Iggy'nin gözündeki ölümcül bakış karşısında kadının elleri hafifçe titremeye başladı. Bunu farkeden Iggy yüzünü buruşturdu. Kadın tabancaya sıkıca tutunarak tekrar sordu.

- S..Scarlett sen misin dedim!? Cevap ver!

- Evet dersem ne olacak?

Kadın tetiği çekti. Iggy kahkahayı basmamak için kendini zor tuttu. Eğleniyor gibiydi.

- Ne o eğleniyor musun?!

- Scarlett'i neden arıyorsun?

Kadın konuşup konuşmamakta tereddüt etse de cevap verdi.

- Bu bilgiyi neden sana vereyim?

Iggy gözlerini devirdi. Kadın yakasından tutarak kendine çekti.

- Cevap ver kaltak Scarlett'i neden arıyorsun?

Kadın korkudan titremeye başladı. Iggy daha da sinirlendi.

- Bu kadar korkak birini suikastçi diye işe alan kişinin aklından şüphe duyuyorum.

Kadın tam ağzını açıp konuşacakken başka bir yerden birisi kadını silahla vurdu. Kadının bütün kanı Iggy'nin yüzüne bulaştı. Iggy'nin gözleri büyüdü ve yüzünde karanlık gülümseme belirdi. Silah sesinin geldiği yöne baktı. İri yarı bir adam vardı. Iggy heyecanla yüzündeki kanı eliyle sildi ve adama doğru yürümeye başladı. Adam bu hareketi beklemiyormuş gibi bir adım geri attı. Iggy durdu ve adama baktı. İfadesinde alay vardı.

- Neden ölü bir kadını arıyorsunuz?

Adamın yüzü görünmüyordu ama şaşırdığı belliydi. Iggy tekrar etti.

- Scarlett'i neden arıyorsunuz?

Adam cevap vermeden arkasını dönüp gidecekti ama Iggy hızla belindeki silahla adamın ayağına mermi sıktı.

- Bu kadar hızlı nereye böyle?

Adam acılar içinde yere yığıldı ve ayağını tutarak inlemeye başladı. Iggy yerde acılar içinde kıvranan adamın üstüne eğildi yüzünü sıktı.

- Soruma hâlâ bir cevap alamadım.

Adam öfkeyle karışık bir ifadeyle ona baktı ve dişlerinin arasından konuştu.

- O kadını tanımıyorum bile! Sadece onu ortadan kaldırmak için görev aldım o kadar!

Iggy tek kaşını kaldırdı. Scarlett'i öldürmek için tutulan bir suikastçi başka bir suikastçi tarafından öldürülüyor.

- Seni kim tuttu?

Adam ağzını açmadan tiksinç bir surat ifadesiyle öfkeli öfkeli Iggy'e baktı. Iggy silahın namlusunu adamın ağzına tıkadı.

- Beni ne sanıyorsun? Cevap verip vermemen umrumda bile değil ama bu tavrın seni öldürmem için geçerli bir neden.

Adamın gözleri büyüdü. İnleyerek yalvarmaya başladı. Ama Iggy tereddüt bile etmeden adamı silahla vurdu.

- Yazık oldu.

Uzaktan siren sesleri duyuldu. Iggy seslerin geldiği yöne baktı.

- Tabii. Gecenin köründe silah sesleri normal değil. Polislerin dikkatini çekmek kötü oldu.

Cesetlere bakarak ayağa kalktı.

- Bir birinizi öldürdüğünüz çok açık.

Sırıttı ve yüzünde ki kanları koluyla sildi ve otoparka gidip arabasına bindi. Yola çıkmadan önce 5 dakika kadar bekledi. Sonra telefonuna bildirim geldi. Yine Elle. Iggy sırıtarak mesajı okudu.

- "Kayıtlar tamam. Bir dahaki sefere silah susturucu kullan! }:<"

Mesajı okuduktan sonra gaza bastı ve evine döndü. Kapısının önünde, yerde bir kağıt vardı. Iggy eğildi ve kağıdı aldı.

Kağıtta şöyle yazıyordu: "Adamımı öldürdüğün için bana hesap vermen gerek. 6th avenue W54st, Griffin Midtown/14;00"

Adresi görünce Iggy'nin gözleri büyüdü ve sinirden damarları gözle görülür bir şekilde kabardı. Kağıdı yumruğunda sıktı.

Saat 12;58

Maeve uyandı ve mutfağa doğru gitti. O sırada oturma odasında kanepenin üstünde uyuya kalan Iggy'i fark etti.

- Tch

Iggy'nin yanına gitti ve karşısında eğilerek omuzlarını dürttü.

- Hey, Iggy kalk. Burada uyuma. Aah her yerin tutulacak ve gün boyunca huysuz olacaksın!

Iggy inleyerek uyku sersemi bir şekilde konuştu.

- Haa? Git başımdan Maeve, bırakta uyuyayım!

- Burada senin iyiliğin için konuşuyorum! Ayrıca saatten haberin var mı? Nasıl oldu da bu saate kadar uyudun.

Iggy doğruldu. Boğuk bir ses tonuyla konuştu.

- Saat kaç?

- Şimdi 1 oldu. Dün geç mi geldin eve?

Iggy saçlarını karıştırdı. Ayağa kalktı ve gergin bir şekilde mutfağa doğru yürüdü.

- Aa evet, 3 civarı eve geldim. (Esner)

- 3 mü? O saate kadar ne yaptın? Elle ile olan görüşmeniz uzun sürmüş gibi.

Iggy dolaptan rom şişesini aldı ve kristal bardağa döktü. Maeve şaşkın bir şekilde ona baktı.

- Hey hey! Uyanır uyanmaz aç karnına rom mu içeceksin? Bu çok zararlı.

Iggy rafa yaslanıp Maeve'nin gözüne bakarak romu kafasına dikti.

- Bunu merak etme. (Dudağının kenarından akan damlayı siler). Kuru temizlemeden kıyafetlerim geldi mi?

- Asla beni dinlemezsin zaten, evet geldiler. Odana bıraktım hepsini. Neden sordun?

- Çıkmam gerek.

Maeve onun önünü kesti. Iggy kaşlarını çattı.

- Ne oldu?

Maeve bakışlarıyla girişte duran kanlı kıyafetleri işaret etti. Iggy tısladı.

- Biraz eğlendim sadece. Daha sonra anlatırım. Şimdi çıkmam gerek.

- Eğlendim? Hah! Başına bir şey gelebilirdi!

Iggy kıyafetlerini giyerken ona baktı.

- Merak etme. Kolay kolay ölmem ben. (Sırıttı)

Kapıdan çıkar çıkmaz ölümcül bir bakışla yola çıktı. Bu sefer arabayı kullanmadı. Bunun yerine adrese yürüyerek gitmeyi tercih etti. Avını arayan aslan gibi etrafı gözetliyordu. Sonunda kağıtta yazan adrese geldi. Griffin Midtown. Griffin ailesinin otel zincirlerinin baş binası. Iggy binaya bakarken bakışlarında korkunç bir karanlık vardı.

Sonra yolun karşı tarafında dik dik ona bakan bir kızı fark etti. Göz göze geldikleri an kız sırıtmaya başladı. Iggy sakince ona doğru yürüdü. Kız yavaşça arkasını döndü ve ilerledi. Iggy tıslayarak arkasından gitti. En sonunda ara sokakta durdular. Iggy daha kız ağzını açmadan silahını ona doğrultarak tehditkar bir şekilde sordu.

- Kimsin sen.

Kız ellerini havaya kaldırdı ve kahkaha attı.

- Hahaha! Sakin ol kızım, niyetim sadece konuşmak.

- Aynı niyete sahip değiliz, soruma cevap ver.

Kız yüzünü buruşturdu.

- Çok kabasın. Ben Ivy Rose. (Elini uzatır)

Iggy tek kaşını kaldırarak küçümseyen bakışlarıyla onun eline baktı. Ivy kendi elini sıkarak geri çekti. Iggy konuşmaya devam etti.

- Kağıtta "adamımı öldürdüğün için bana hesap vermen gerek" yazmışsın. Bir, o adam kimdi. İki, neden oradaydı ve o kadını öldürdü. Üç, neden ölmüş birini arıyorsunuz.

Ivy güldü ve ciddi olmayan bir tavırla cevap verdi.

- İlk olarak o benim adamımdı. İkincisi sana nedenlerini açıklamak gibi bir zorunluluğum yok.

Iggy tetiği çeker.

- Emin misin?

Ivy'nin bakışları ciddileşti. Iggy silahın namlusunu onun alnına bastırdı.

- Hesap vermem için adres veren sensin, ayağına kadar geldim ama sen susuyor musun? Korkak.

- Aradığımız kadın ölü değil.

Iggy tek kaşını kaldırır.

- Yani?

Ivy'nin beklediği tepkinin bu olmadığı açıktı. Aniden birisi Iggy'e doğru ateş açtı ve Iggy hızla başını eğdi. Ansızın gülümseyerek ateş açan kişiye baktı. Iggy ile göz göze gelen adam sanki ölümü görmüş gibi ürperdi ve sendeleyerek yere düştü. Iggy ayağıyla onun kafasına bastı ve köşede durmuş Ivy'e baktı.

- Beni böyle ucuz numaralarla mı öldürmeyi planlıyorsunuz?

Gülmeye başladı. Ivy dehşetle adama baktı. Iggy son bir kez Ivy'e baktıktan sonra adama döndü ve silahla vurdu. Adamın kanları Ivy'nin ayakkabısına kadar sıçradı. Iggy yavaş yavaş Ivy'e doğru ilerledi ve silahı yine ona doğrulttu.

- Şimdi, söyle bakalım. Patronunuz kim?

Bir anda arka taraftan bir sürü silah tetiği sesi geldi. Iggy'nin gözleri parladı. Etrafı silahlı adamlarla sarılmıştı.

- Bugün ne kadar da eğlenceli!

Ivy kazanmış edasıyla Iggy'e baktı. Adamlar hepsi birden ona doğru tehditkar bir şekilde koşmaya başladı. Iggy arkasını dönerek silahla tek tek onları vurmaya başladı. Ama sadece 3 kişiyi vuracak kadar mermisi kalmıştı. Silahı yere attı ve üstüne gelen adamlarla teke tek mücadele etmeye başladı. Birinin kafasını kırdı, diğerinin kolunu. Hepsini ayakta kalamayacak hale getirdikten sonra nefes nefese kaldı ve üstüne bulaşan kanlara bakarak tiksindi. Arkasını döndüğünde Ivy çoktan gitmişti. Iggy dişlerini sıktı.

- Seni korkak sürtük.

Kanlı gömleğini çıkarıp çöpe attı ve yeni bir üst için mağazaya girdi. İçeri girdiği an tüm gözler ona odaklandı. Tabii bu çok doğal. Çünkü yüzü ve elleri kanlar içerisindeydi. Açıklama bile yapmadan mağazanın tuvaletine gitti ve üzerine sıçramış kanları temizledi. Daha sonra yeni gömlek ve pantolon aldı ve onları giyinip mağazadan çıktı. Mağazanın çıkışında durarak etrafa göz gezdirdi. Sonra canı sıkkın bir şekilde ellerini cebine soktu ve otelin önüne doğru yürümeye başladı. Otel hâlâ Griffinlerin adını taşısada artık çalışanlarından patronlarına kadar hepsi farklıydı. Yoldan geçen bir adam Iggy'e çarptı. Iggy öfkeyle adama baktı.

- Yürürken önüne bakman gerekmiyor mu?

Adam nazikçe karşılık verdi.

- Afedersiniz ama siz yolun ortasında duruyordunuz. Sizi görmemişim kusura bakmayın.

Iggy ilgiyle adama baktı.

- Bakarım.

- Efendim?

- Kusura bakarım diyorum.

Adam afalladı. Böyle bir tepki beklemiyordu.

- Ben, sizi anlayamadım. Özür mü dilemem gerekiyordu?

Iggy adama doğru bir adım attı.

- Belki beni arabayla bir yere kadar bırakırsan kusura bakmam. (Sırıttı)

- Arabam olduğunu nereden çıkardınız.

- Arabanın önünde duruyorsun.

Adam kapısını açmak üzere oldugu arabasına baktı ve kıkırdadı.

- Tabii neden olmasın.

Adam Iggy'nin girmesi için kapıyı açtı ve sonra kendisi oturdu. Arabayı çalıştırdı ve konuşmasını bekleyerek Iggy'e baktı.

- Ohm, hanımefendi sizi nereye bırakmamı istersiniz?

- Iggy.

- Pardon?

- Adım, Iggy.

- Ah, anladım. Ben de Sam! Tanıştığımıza memnun oldum.

Adam nazikçe gülümseyerek elini uzattı. Ama Iggy yola bakarak konuştu.

- Beni x sokağında x binanın önünde bırak.

Sam bakakaldı. Elini geri çekti ve arabayı çalıştırdı.

- Tabii.

Sam yola odaklanmıştı. O sırada Iggy Sam'e döndü. Onu inceliyordu. Sam bakışlarını hissetmiş gibi ona döndü. Ama Iggy bakışlarını kaçırmadı.

- Bir şey mi demek istiyorsunuz, bayan Iggy?

Iggy bakışını yola çevirdi ve umursamaz bir şekilde konuştu.

- Hayır. Yok bir şey. Sadece bir yerden tanıdık geliyorsun.

- Ah öyle mi? Bunu herkesten duyuyorum.

- Neden?

- Japon bir aktöre benzediğimi söylüyor herkes. X isimli bir aktör.

- Hiç duymadım. Fazla film izlemem.

Sam kısa bir süreliğine Iggy'e baktı. Iggy doğruldu.

- Bıraktığın için sağol.

- Ha?

Konuşma sırasında çoktan adrese gelmişlerdi. Sam nazik bir surat ifadesiyle gülmeye başladı.

- Ah fark edemedim! Sizinle tanıştığıma memnun oldum bayan Iggy. Umarım yine karşılaşırız.

Iggy kaşlarını kaldırarak soğuk bakışlarla ona baktı.

- Belki.

Arabanın kapısını kapattı. Iggy gözlerini kısarak arabanın gidişini izledi.

- Onu kesinlikle bir yerde gördüm.

Arkasını döndü ve sokağa bakarak iç geçirdi.

- Ah.. şüphelendiğin birine gerçek adresini veremezsin. Şimdi eve kadar yürümem gerekecek. (Somurttu)

Iggy eve ulaştı. Kapı kolunu tuttu ve kapı kendiliğinden açıldı. Kapı kilitli değildi. Elini silahının olduğu arka cebine taraf götürdü ve sessizce içeri girdi.

- "Bu işte bir terslik var. Neredesin Maeve!"

Dikkatle odaları gezdi ama kimse yoktu. Iggy kendi odasını sona bıraktı. Kapıyı açtığı an silahı içeri doğrulttu ama içeride kimse yoktu. Aksine her yer dağınıktı. Bütün eşyalar yere serpilmişti, sanki birileri deli gibi bir şeyi arıyormuş gibiydi. Iggy anında öfkelendi.

- Peki Maeve nerede?!

Derken gözü yerdeki kırmızı kağıda ilişti. Kaşlarını çattı ve eğilerek kağıdı yerden aldı. Kağıtta şöyle yazıyordu:

"Arkadaşını canlı istiyorsan x adresine tek başına gel/20;00"

~Bölüm sonu~

More Chapters